8. Hukuk Dairesi 2010/3389 E. , 2011/1758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.03.2010 gün ve 64/85 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü
K A R A R
Davacılar ... mirasçıları vekili dava dilekçesinde; 105 ada 4, 5, 6, 7, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17 ve 107 ada 55, 57 ve 58 sayılı parsellerin esasen kök miras bırakan ... adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, kadastro çalışmaları sırasında anılan taşınmazların miras bırakan ...’ın davalı durumunda bulunan mirasçıları adına tespit ve tescil edildiklerini, ...’nin de ...’ın mirasçısı olduğunu, ... veya mirasçıları adına herhangi bir tespit ve tescilin yapılmadığını açıklayarak sözü edilen parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile ortak miras bırakan ...’ın veraset ilamındaki payları oranında vekil edeni ...’nin mirasçıları adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
Tüm davalılar vekili Av...., açılan davanın yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, ortak miras bırakan ...’in 1966 yılında öldüğünü, davayı açanların 1982 yılında ölen ... kızı ...’nin mirasçıları olduğunu, büyük dedelerinden gelen taşınmazlardaki miras haklarına dayanarak tapu kayıtlarının payları oranında iptalini istediklerini, TMK.nun 513.maddesi uyarınca tenkis davasının süresi içerisinde açılmadığını, 1982 yılında ölen mirasçı ...’nin tapuda yapılan hibeye ölene kadar ses çıkarmadığını, somut olayda açılmış bir tenkis davasının söz konusu olmadığını, bu nedenle tenkis konusunun değerlendirilmediğini, kadastro tespitine dayanak oluşturan eski tapularda yapılan hibelerin iptalini gerektirecek irade sakatlığı v.s. gibi herhangi bir delil elde edilemediğini gerekçe göstererek davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Uyuşmazlık konusu 105 ada 11, 12, 13, 14, 15, 16 ve 17 sayılı parsellerin kadastro tespitlerinin Eylül 1319 tarih 185 ve 04.07.1951 tarih ve 8 sıra nolu tapu kayıtlarına dayalı olarak 2000 yılında yapıldıkları, kadastro tutanaklarının 2001 yılında kesinleşmesiyle kayıt malikleri adına tapu kayıtlarının oluştuğu saptanmıştır. Dayanak Eylül 1319 tarih 185 nolu sıra nolu tapu kaydının gittisi olan 1951 tarih 8 sıra nolu tapu kaydının edinme sebebinde; “…Ortak miras bırakan ...’in payının parasız ve şartsız olarak hibe suretiyle temlikinden… ... evlatları ..., ..., ... ve ...’a eşit olarak intikal ettiği” belirtilmiştir. Bu intikal 1951 yılında yapılmıştır. ... sağlığında, kendi miras payını 4 erkek çocuğuna bağışladığına göre tapuda resmi şekilde yapılan bağışla mülkiyetin adı geçenlere geçtiği açıktır (B.K.m.237/2). Aynı tapu kaydında 1951 tarih 8 sıra nolu tapu kaydının gittisi olarak kadastronun 105 ada 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18 ve 110 ada 9, 10 ve 11 sayılı parselleri gösterilmiştir. 105 ada 18 ve 110 ada 9, 10 ve 11 sayılı parseller dava konusu yapılmamıştır. Dava konusu yapılan 105 ada 11, 12, 13, 14, 15, 16 ve 17 sayılı parseller ise, kadastro sırasında kayıt maliki bulunan kişiler ile davalı durumunda bulunan mirasçıları adlarına tespit ve tescil edildikleri gelen tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarının kapsamlarıyla sabittir. Resmi şekilde yapılan bağış akti geçerli olduğuna ve iradei sakatlayan herhangi bir hukuki sebep gösterilerek dava açılmadığına, sadece miras payı hakkına dayanılarak davacılar tarafından dava açıldığına göre 105 ada 11, 12, 13, 14, 15, 16 ve 17 sayılı parseller hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından, davacılar vekilinin bu parsellere ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle bunlara yönelik hüküm bölümünün ONANMASINA,
Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu yaptığı taşınmazların ortak miras bırakan ...’ten kaldığını ve ...’in terekesinin mirasçılar arasında paylaşıma tabi tutulmadığını belirterek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dava konusu yapılan 105 ada 4, 5, 6, 7 ve 107 ada 55, 57 ve 58 parseller 2000 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesizden kayıt malikleri adına tespit ve tescil edildikleri tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarının kapsamlarıyla saptanmıştır. Bu parseller, tapuya dayalı olarak tespitleri yapılmadığından, bu nedenle az yukarıda belirtilen kadastro öncesi de tapulu olan parsellerle aynı değerlendirmeye tabi tutulması doğru değildir. Bunlar için herhangi bir bağış söz konusu olamaz. Mahkemece, tüm parsellerin tapulu olduğu görüşünden hareketle hüküm kurulmuştur. Oysa bağışlanan sadece tapulu yerlerdir. Yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, paylaşım konusunda yeterli bilgilerinin bulunmadığını açıklamışlardır. İddia gözetildiğinde, ortak miras bırakan ...’dan gelen tapusuz taşınmazların mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla bir paylaşımın yapılıp yapılmadığının araştırılıp belirlenmesi gerekir. Uyuşmazlık bu noktada toplanmaktadır. Bu nedenle yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258.maddesi uyarınca davetiye ile çağırılmaları ve aynı Kanunun 259.maddesi gereğince keşif yerinde dinlenilmeleri, muris ...’ten kalan ve belgesizden davalılar adına tespit ve tescil edilen 105 ada 4, 5, 6, 7; 107 ada 55, 57 ve 58 sayılı parsellerin muris ...’in ölümünden sonra tüm mirasçılarının katılımıyla yöntemine uygun bir biçimde yapılmış bir paylaşımın olup olmadığının saptanmasına çalışılması, paylaşım yapılmış ise hangi mirasçıya nerede ve hangi parsellerin düştüğünün açıklığa kavuşturulması, paylaşım sonucu tüm mirasçılara giden taşınmazların tapu kayıtları ve kadastro tutanakları getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması, açılan davanın mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğu gözönünde tutularak davacıların miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesini istediklerinin düşünülmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı nitelendirme sonucu sözü edilen parseller hakkındaki davanın da reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Mirasçılar arasında açılıp yürüyen davalarda, TMK.nun 702. maddesinde, tasarrufi işlemler için aranan oybirliği ilkesi uygulanmaz.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün sadece 105 ada 4, 5, 6, 7; 17 ada 55, 57 ve 58 sayılı parseller bakımından açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL onama harcı ile 73,90 TL temyiz başvuru harcının toplamı olan 92,30 TL harcın temyiz eden davacılardan alınmasına 28.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.