(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2012/402 E. , 2013/11071 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Müştekinin, suça sürüklenen çocukla birlikte ve kendi rızası ile suça sürüklenen çocuğun ailesinin evinde bali çektikten sonra uyuduğunun ve bu sırada sehpanın üzerinde bulunan cep telefonunu suça sürüklenen çocuğun aldığının anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde aynı yasanın 142/2-a maddesinden uygulama yapılması,
2- Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay CGK"nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yetmez. Failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satına alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.
Somut olayda, satın alan hakkında TCK"nın 165. maddesinden işlem dahi yapılmadığına göre, iyiniyetli olarak kabul edilmesi gereken satın alana ödediği paranın da iade edilmesi halinde, etkin pişmanlık hükümleri uygulanabileceği için TCK"nın 168/1. maddesinini uygulanma koşulları bulunmadığı hâlde sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması,
3- Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesi uyarınca aynı Yasanın 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlarından birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
4- 5237 sayılı TCK"nın 2/1. maddesinin 2. cümlesi uyarınca, “Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
Aynı Kanun"un 31. maddesi uyarınca, fiili işlediği sırada 12 yaşından küçük olan ya da 12 – 15 yaş grubunda olup ta işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmeyen kişilerin (çocukların) cezai sorumluluğu yoktur. Ancak, bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 11. maddesi uyarınca, “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.”
Aynı Kanun"un 5. maddesinin başlığı ise; “koruyucu ve destekleyici tedbirler”dir.
Yukarıda özetlenen âmir hükümler gözetilmeyerek, cezaî sorumluluğu bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 5/3. maddesi uyarınca velisine teslim tedbirine hükmolunması,
5- İştirak halinde suç işleyen suça sürüklenen çocuğun neden olduğu yargılama giderinden ve ortak yargılama giderlerinden de payına düşen miktardan sorumlu tutulması yerine yargılama giderinin müteselsilen alınmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 16.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.