8. Hukuk Dairesi 2010/5117 E. , 2011/1850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.07.2010 gün ve 172/125 sayılı hükmün ...’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 131 ada ... parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 131 ada ... parsel sayılı taşınmazın ise öteki davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, bu yerlerin kendisine miras bırakanından intikal ettiğini, davalılarla herhangi bir ilgisinin olmadığını açıklayarak; davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile kendisi adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara ve davaya dahil edilen kişilere dava dilekçesi yöntemine uygun olarak ayrı ayrı tebliğ edilmiş olup, davalılar ... ve ... davayı kabul etmediklerini açıklamışlar, davaya dahil edilenler ise herhangi bir yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; mirasen intikal ve tespit öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu parsellere ilişkin kadastro tutanakları ve çap kayıtları getirilmiştir. 131 ada ... parsel sayılı taşınmazın senetsizden kargir ev ve arsası niteliğiyle 2316,67 m2 olarak ........2009 tarihinde ... kızı ... adına tespit gördüğü ve itirazsız olarak ........2009 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Yine, 131 ada ... parselin senetsizden, arsa niteliğiyle 825,72 m2 olarak ........2009 tarihinde .../... pay ..., ¼ pay ... ve ¼ pay ... (davalı kişi) adına tespit edildiği ve bu tespitin itirazsız olarak ........2009 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. 131 ada ... parselin öteki paydaşları olan ... ve ... yargılama evresinde davaya dahil edilmişlerdir. Nizalı taşınmazların bulunduğu yerde keşif yapılmıştır. Tutanak bilirkişisi ile iki yerel bilirkişi ve bir davacı tanığı dinlenmiştir. Tutanak bilirkişi ile iki mahalli bilirkişi ittifakla 131 ada ... parselin en az 50 yıldan beri tapu kayıt malikler...,... ve ... tarafından kullanıldığını, davacıyı bu yerde hiç görmediklerini, yine 131 ada ... parsel sayılı taşınmazın 50 yıldan beri davalı ... tarafından kullanıldığını, davacının taşınmaz üzerinde herhangi bir hakkının olmadığını açıklamışlardır. Davacı tanığı ise 131 ada ... parsel sayılı taşınmazın kendini bildiğinden ve evvelisinden beri davacının dedesine ait olduğunu, davacının babası ...’un 30-40 yıl önce öldüğünü, davacının hep gurbette kaldığını, özellikle babası ... öldükten sonra davacıyı bu taşınmazı kullanırken hiç görmediğini açıklamıştır. 131 ada ... parselin ise en az 50 yıldan beri davalı ...’un zilyetliğinde olduğunu beyan etmiştir.
Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, davacının TMK.nun 713/... ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun .... maddesine dayalı isteği nedeniyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuksal sebebine dayalı talebinin ispatlanıp ispatlanmadığında, ayrıca, dava konusu 131 ada ... parsel; davalı ...’ın dışında davaya dahil edilen Baki ve ...’ında paydaş olmaları nedeniyle tapu kayıt maliki olan kişilerin dahili dava yoluyla davada taraf sıfatını kazanıp kazanmayacağından toplanmaktadır. Bilindiği üzere, zilyetlik maddi olaylardandır. Her türlü delille, özellikle de tanık beyanlarıyla kanıtlanması mümkündür (3402 sayılı KK. m. .../...) . Öte yandan, HUMK.nun da dahili dava diye bir müessese bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla, tapu kayıt maliki olan öteki paydaşların davaya dahil edilerek davalı sıfatı kazanmaları mümkün değildir.
Hal böyle olunca, 04.....2009 günlü ilk oturumda hazır bulunan davacı ve davalı ...’a gelecek celseye kadar delillerini bildirmeleri için süre verilmiş olup: davacı ........2009 havale tarihli dilekçesiyle, davalı ... ise ........2009 havale tarihli dilekçesiyle tanıklarını ve adreslerini bildirmiştir. Bu kişiler, isimlerini bildirdikleri tanıklarının dinlenmelerinden sarfınazar etmemişlerdir. Öyle ise, davacı ve davalı ... tarafından bildirilen tanıkların HUMK.nun 258, 259 ve 265. maddeleri uyarınca, yöntemine uygun biçimde çağrılarak mümkün olduğunca nizalı taşınmazlar başında yapılacak keşifte dinlenmeleri gerekmektedir. Bundan ayrı, 131 ada ... parselin davaya dahil edilen paydaşları ... ve ... hakkında ayrı bir dava açması ve eldeki davayla birleştirilmek üzere davacıya önel verilmesi, açıldığında bu davayla birleştirilmesi, o kişilerin varsa tüm delillerini bildirmek üzere mehil verilmesi zorunludur. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan ve dahili dava yoluyla taraf teşkili sağlanmaya çalışılarak yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacının temyiz itirazları açıklanan tüm bu sebeplerle yerindedir. Kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve ...,... TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 04.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.