8. Hukuk Dairesi 2011/1993 E. , 2011/1872 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile .... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.06.2009 gün ve .../43 sayılı hükmün ..."ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, miras yoluyla intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle 102 ada 45, 112 ada ..., 114 ada ..., 117 ada ..., 121 ada ..., ... ve ... ile 145 ada ... parsellerin davalı üzerindeki tapu kayıtlarının iptaliyle ortak muris ..."dan intikalen miras payı oranında vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazların kardeşi davacı ile ortak murisleri olan babaları Fikri"den kalmadığını, taşınmazları üçüncü şahıslardan satın ve zilyetliğini devraldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 117 ada ... parselin ..."ya ait olduğu, 114 ada ... parselin taraflar arasında yapılan taksimle davalıya bırakıldığı ve diğer parsellerin de üçüncü şahıslara ait iken davalı tarafından satın alındığı ve bu taşınmazların 30-40 yıldır davalı tarafın zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 117 ada ... parsel kadastro yoluyla üçüncü şahıs ... adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. 145 ada ... parsel ise, 01.05.1990 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmaları sonucunda tapuya tescil edilmiş olup, dava ....02.2009 tarihinde açıldığına göre, 145 ada ... parsele ilişkin olarak kadastro öncesi sebep bakımından 3402 sayılı Yasanın .... maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre geçmiştir. Açıklanan nedenlerle; dava konusu 117 ada ... parsel hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle ve dava konusu 145 ada ... parsel hakkında ise, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de, dava redle sonuçlanmış olup bu iki taşınmaz için hüküm sonucu itibariyle doğru bulunduğundan, 117 ada ... ve 145 ada ... parsellerin reddine yönelik hüküm bölümünün açıklanan gerekçelerle ONANMASINA,
Davacı vekilinin, dava konusu 102 ada 45, 112 ada ..., 114 ada ..., 121 ada ..., ... ve ... parsellere yönelik temyiz itirazlarına gelince; yukarıda yazılı gerekçeyle bu parseller hakkında da davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava konusu 102 ada 45, 112 ada ..., 114 ada ..., 121 ada ..., ... ve ... parsellere ait kadastro tutanaklarının incelenmesinden; bu taşınmazların senetsizden, satın alma yoluyla, ... yılı aşkın zilyetliğinde bulunduran davalı adına ....03.1998 tarihinde tespit edildiği ve tespitin itiraz edilmeden 09.04.1999 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Zilyetlik, maddi olgulardan olup tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Davacı ve davalı tarafından süresinde tanık listeleri bildirilmesine rağmen, mahkemece mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ifadeleri ile duruşmada dinlenen yetersiz bir kısım tanık beyanlarıyla yetinilerek, davalının dayandığı satış senetleri uygulanmadan yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. HUMK.nun 275. maddesinde hangi amaçla bilirkişinin bilgisine başvurulacağı açıklanmıştır. Bunun dışında, tanık sözleri ile tespiti gereken bir husus için mahallinde tanık dinlenmeden bilirkişinin bilgisiyle yetinilemez (HUMK. m. 258, 259). Benimsenen usul ve kanuna uygun olan uygulamaya göre zilyetliğin ilk önce tanık sözleri ile tespiti gerekir. Taşınmaz malın yer, sınır ve dava tarihindeki değeri konusunda özel bilgisine başvurulması gereken yerel bilirkişinin zilyetlik konusundaki sözleri; ancak, zilyetliğin tespiti maksadı ile dinlenen tanıkların sözlerinin doğruluğunu gösteren tamamlayıcı bilgi olarak gözönünde tutulabilir. O halde, zilyetliğe dayanan tescil davalarında tanık dinlenmeden yerel bilirkişinin sözleri ile tescil kararı verilemez (HGK.,30.....1994 T.,1993/...-939 E.,1994/176 ...., 3402 sayılı Kadastro Kanunu m. .../...)
Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş; yerel bilirkişi ve tarafların liste halinde bildirdikleri tanıklarının HUMK.nun 258.maddesi hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmaları, daha sonra aynı kanunun 259. madde hükmü uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşif yerinde dinlenilerek, dava konusu taşınmazların öncesinin ne ve kime ait olduğunun, kimler tarafından ne şekilde kullanıldığının, uyuşmazlık konusu taşınmazların halen kimler tarafından zilyet ve tasarruf edildiğinin, kullanma hakkının kimde bulunduğunun, ortak muris ..."dan kalıp kalmadığının, taksim yapılıp yapılmadığının, yapılmışsa kime kaldığının, üçüncü şahıslara aitse kim tarafından hangi tarihte satın alındığının, davalının dayandığı satış senetlerinin dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı hususlarının kendilerinden etraflıca sorulup belirlenmesi, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde HUMK.nun 265. madde hükmü gözönünde tutularak çelişkinin giderilmesine çalışılması, bu şekilde iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile dava konusu 102 ada 45, 112 ada ..., 114 ada ..., 121 ada ..., ... ve ... parsellerin reddine ilişkin hüküm bölümünün açıklanan nedenlerle ve HUMK. nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı ...,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan ...,80 TL"nin temyiz edenden alınmasına 04.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.