
Esas No: 2014/10488
Karar No: 2014/11723
Karar Tarihi: 24.10.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/10488 Esas 2014/11723 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil kademeli tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ....vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacının tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat taleplerine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı arsa sahibi Hasan Demir Gedik vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen davalarda davanın sonucuna göre taraflar yararına hükmedilecek vekâlet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Taşınmazlarla ilgili davalarda vekâlet ücretine esas olan değer ya dava dilekçesinde gösterilen değer veya mahkemece keşifte belirlenen ve buna göre eksik harcı tamamlanan miktardır. Her iki tarafın da harca tabi olması durumunda yukarıda belirtilen ilkelere göre vekâlet ücretinin hesaplanacağı tartışmasızdır.
Somut olaya gelince; mahkemece davacının tapu iptal ve tescil talebi kabul edildiğinden davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin dava konusu taşınmazın değeri olan 126.920 TL üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücreti olması gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca davacı tüketici konumunda olup harçtan muaf olduğu gözetilerek davacıdan sehven tahsil edilen harcın da davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu hususta bir karar verilmemesi de isabetli olmamıştır. Ancak bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 4 ve 5. bentlerinin hükümden çıkartılarak yerlerine “ 4- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 12.065 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5- Taşınmazın keşifte belirlenen değeri üzerinden hesaplanan 8669 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına ve 9.bent olarak “davacı tarafından yatırılan toplam 1205,3 TL harcın davacıya iadesine” cümlelerinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 24.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.