20. Hukuk Dairesi 2014/5831 E. , 2014/10303 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., 18.12.2002 günlü dilekçesiyle; ... Beldesi (...), ... Mahallesi, ... mevkiinde bulunan iki dönüm yüzölçümündeki taşınmazı, babasının imar ve ihya edip malik sıfatıyla zilyet ederken kendisine bağışladığını, eklemeli olarak 40 yılı aşkın süredir çekişmesiz ve aralıksız zilyet ettiğini, yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek, adına tescilini istemiş; daha sonra çekişmeli taşınmazın Hazine adına ihdasen tapu kaydı oluşan ... 622 parsel olduğunu bildirmiş, mahkemenin 03.10.2007 gün ve 2002/1358-372 sayılı davanın kabulüne, ... 622 sayılı parselin davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptaline ve davacı adına tapuya tesciline ilişkin kararının Hazine tarafından temyizi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.03.2009 gün ve 2009/2253-5125 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmî olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile memleket haritaları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığının, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulması, doğuda yer alan 485 sayılı parselle ilgili ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.1984 gün ve 1983/474-922 sayılı dava dosyasının getirtilmesi ve bu yerin ... tarfından işgal tazminatı ödenen yer olması nedeniyle bu yerle ilgisinin saptanması, ayrıca, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı kırk ve yüz dönüm kısıtlama araştırması yapılması] gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne; çekişmeli ... 622 sayılı parselin Hazine adına olan tapu kaydının iptaline ve davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle yine bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.06.2012 gün ve 13965 - 9283 sayılı bozma kararında özetle; "Taşınmazın bulunduğu ... 1 ilâ 135 sayılı parsellerin kadastro çalışmaları 1963 yılında yapılıp, sonuçları 23.11.1963 ilâ 23.12.1963 tarihleri arasında ilân edilmiş, ikinci arazi çalışması 1976 ilâ 1980 yıllarında yapılıp, sonuçları 17.06.1980 tarihinde ilân edilmiş, dava konusu taşınmaz 1964 yılında yapılan çalışmada tapulama dışı bırakılmış, Doğu ... Emlak Müdürlüğünün 10.12.2002 gün ve 28386 sayılı yazısı ve Kadastro Müdürlüğünün 21.01.2003 gün ve B021TKG4070020-285-383 sayılı yazısı gereği, 30.01.2002 gün ve 1107 yevmiye numarası ile 4706 sayılı Kanun hükümlerine göre 2960 m2 yüzölçümüyle ... 622 sayılı parsel olarak ihdasen 30.01.2003 tarihinde tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt edilmiştir.
Dosyaya getirtilen ve çekişmeli parselin batısındaki alanlarla ilgili, ... Sanayi tarafından, beton santralı yapılmak üzere Hazineden taşlık ve çalılık 26500 m2 alanın kiralanmak ya da satın alınmak istenmesi üzerine, Hazine tarafından bu yerin tesciline hazırlık olarak yürütülen incelemeye ilişkin evraklardan; kiralanmak istenen alan ve çevresinin üzerinde bulunan gecekondu sahipleri için işgalci olarak ecrimisil tahakkuk ettirildiği, gecekonduların yıkılma aşamasında olduğunun ... Emlak Müdürlüğünce bildirildiği, yazı ekindeki 1987 yılında yapılan jeolog bilirkişi tesbitinde kiralanmak isetenen yerin ve geniş çevresinin taşlık ve çalılık olduğu saptanmış, ... Emlak Genel Müdürlüğü, jeolog raporuna göre 2 ve 3. sınıf tarım alanı olduğu belirlenen 20750 m2 bölümün kiraya verilemeyeceğini, 5750 m2 bölümünün ise 5. sınıf olması nedeniyle kiralamaya konu olabileceğini bildirmiştir.
Mahkemece bozma kararından önce yapılan keşiflerde bilgisine başvurulan yerel bilirkişi ve tanıklar, çekişmeli taşınmazın 1960"lı yıllarda davacının babası...tarafından imar-ihya edildiği ve tarla olarak kullandığını, bu kişinin sağlığında davacıya bağışladığını, taşınmazın eklemeli 35 yıldır tarım alanı olarak zilyet edildiğini bildirmişler, bilirkişi Orman Yüksek Mühendisi Rahmi Kuyucu 20.10.2005 günlü raporunda çekişmeli taşınmazın eğiminin %1 olduğunu, stabilize malzeme dökülüp pazar yeri olarak kulanıldığını, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan tahditte 9938-9939 OTS hattı ile tahdit dışında bırakıldığını, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 2610 m2 bölümünün 1952 yılında makiye ayrıldığını, (B) ile gösterilen 350 m2 yüzölçümündeki bölümünün ise makiye ayrılan saha dışında kaldığını, bilirkişi ziraat uzmanı ... 10.05.2004 tarihli raporunda çekişmeli parselin çalılık arazi iken imar ve ihya edilerek tarla haline getirildiğini, eğimin % 0-3 ve halen buğday ekili olduğunu, yaklaşık 40 yıl önce imar ve ihya edilerek tarım alanı haline getirildiğini bildirmişlerdir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, ... Defterdarlığı ... Emlak Müdürlüğü, çekişmeli 622 sayılı parselin, .... Sanayi tarafından satın alınmak ya da kiralanmak istenen yerde kalmadığını bildirip, bu yerle ilgili düzenlenen etüd raporlarını göndermiş, ..., ... Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı 17.06.2010 günlü yazısı ile ... 622 sayılı parselin 1/5000"lik imar planının .... Belediye Meclisinin 01.12.2003 gün ve 53 saylı kararı ile onandığını, yine 1/1000 ölçekli uygulama imar planında 25.12.2003 tarih ve 54 sayılı meclis kararı ile onandığını, 1/5000 ölçekli nazım imar planında 622 sayılı parselin ticarî alana denk geldiğini, ... Büyükşehir Belediyesinin 15.02.2008 gün ve 84 sayılı kararı ile onandığını, 1/25000 ölçekli nazım imar planında bir kısmının yolda, bir kısımının ticarî alanda, bir bölümün ise 1. derece tarımsal niteliği korunacak alanlardan, ekolojik tarım turizm alanında kaldığını bildirmiş, 22.06.2010 tarihli keşifte, bilirkişi Orman Yüksek Mühendisi ..., bilirkişi ziraat uzmanı ..., fen bilirkişi... ve jeolog bilirkişi ...raporlarında, çekişmeli taşınmazın 1942 yılı orman kadastro sınırları dışında bırakıldığını, sonraki işlemlerde durumunun değişmediğini, 1952 yılında makiye ayrılan yerlerden olduğunu, 1962 yılı memleket haritasında çalılık rumuzlu yeşil alanda, 1995 yılı memleket haritasında; münferit yapraklı ağaç rumuzlu beyaz alanda, 1959 ve 1961 yıllarında çekilen hava fotoğraflarında açık alanda kaldığını, eylemli olarak üzerinde orman ağacı ve bitki örtüsü bulunmadığını, orman içi açıklığı olmadığını, % 1-2 eğimli taşınmazın üzerinde muhtelif yapılar ve malzeme depolanan boş saha olduğunu, muhtelif yaş ve miktarda ağaç bulunduğunu, dava dışı 482 sayılı parselin güneyindeki ekli kroide (A) harfi ile gösterilen 3132 m2 yer olduğunu, dava dışı 482 sayılı parselin davacı ..."e ait olduğunu, 483 sayılı parselin Hazine adına kayıtlı iken 2002 yılının başında ...oğlu ...adına tescil edildiğini, taşınmazın 1959 memleket haritasında taşlık çalılık olarak nitelendirildiğini, ancak, 1982 haritalarında taşlık ve çalılıktan arındırıldığını, en az 25-30 yıl önce imar ve ihya edilerek tarla olarak kullanıldığını, keşif günü dolgu malzemesi ile düzeltilip örtüldüğünü bildirmişlerdir.
Mahkemece, tanık beyanları ve bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğu, ihdasen Hazine adına tescil edildiği tarihten önce davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, çekişmeli taşınmaza batıda sınır bulunan taşınmazların bir şirket tarafından kiralanmak istenmesi üzerine, Hazine tarafından yapılan inceleme ve düzenlenen etüd raporları ile kiralanmak istenen sahaların ve çevresinin tarımda kullanılmamış, yer yer gecekondulaşmanın başladığı taşlık ve çalılık alanlar olarak belirtilmesi, hava fotoğraflarında düzenli tarım emaresi görülmemesi, üzerindeki bitki örtüsü, zeminin önceden dolgu malzemesi ile doldurularak pazar yeri olarak kullanlması, daha sonra toprak taşınmak suretiyle tarla haline getirildiğinin saptanması, taşınmaza sonradan toprak taşımak suretiyle sürdürülen faaliyetin imar ve ihya olarak kabul edilemeyeceği gibi, açık depo ya da pazar yeri olarak kullanmak şeklindeki zilyetliğin taşınmazın ekonomik amacına uygun zilyetlik olmadığı hususları gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." denilmiştir.
Bozma kararı üzerine davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, Dairenin 07/10/2013 gün ve 7329-8842 sayılı kararıyla talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, imar ve ihyaya dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi, daha sonra 1974 yılında yapılıp, 20.10.1975 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp 14.02.1988 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, orman kadastrosu yapılmamış yerlerin kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 09/12/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.