17. Hukuk Dairesi 2014/3458 E. , 2015/7841 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili ile davalı borçlu vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı İdare vekili, borçlu ..."nin vergi borcu nedeniyle takip yapıldığını, borçlunun amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek için kendisine ait taşınmazı alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla diğer davalı 3.kişi ..."a sattığını ileri sürerek tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı borçlu, dava konusu satışın gerçek bir satış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı 3.kişi, ... vekili, satışın gerçek bir satış olduğunu, emlakçı vasıtasıyla satın aldığını beyan ederek davanın reddini istemiş, bu dava ile birleştirilen davasında ise müvekkilince borçludan satın alınan taşınmazın tapu kaydına Vergi Dairesince konulan 15.11.2007 tarihli haciz şerhinin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece davacı Hazine"nin davasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davada ise
talebin İdari işleme taalluk ettiğinden bahisle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hükmün davacı ve davalı 3.kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizin 1.4.2010 gün, 2009/9922-2010/2955 sayılı ilamıyla birleştirilen davaya ilişkin hükmün onanmasına, asıl dava yönünden ise mahkemece 6183 Sayılı Kanunun 27, 28, 29, 30.maddeleri uyarınca araştırma yapılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Mahkemece eylemli direnme kararı verilmiş, dosyanın HGK"nun 18.5.2011 gün ve 2011/237-337 sayılı ilamı ile mahkemece verilen eylemli direnme kararının yeni bir hüküm olduğu, direnme kararı niteliğinde olmadığı belirtilerek dosyanın dairemize gönderilmesi üzerine hüküm, Dairemizin 2012/780-5222 sayılı ilamı ile aynı gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda ise dava konusu taşınmazın borçlu tarafından borcun doğumundan sonraki tarihte rayicinden çok düşük bir bedelle davalı 3.kişiye satıldığı, satışın alacaklıdan mal kaçırma amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tasarrufun takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olacak şekilde iptaline; birleştirilen davada ise asıl davanın kabul görmüş olması nedeni ile birleştirilen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı 3.kişi vekili ile davalı borçlu vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6183 Sayılı Kanunun 27 vd maddeleri uyarınca kamu alacağından dolayı alacaklı İdare tarafından açılan tasarrufun iptali davası ile birleştirilen haciz şerhinin kaldırılması davasına ilişkindir.
Mahkemece dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmazın tapuda gösterilen değeri ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasındaki fahiş farkın mevcudiyeti karşısında yapılan tasarrufun İİK 278/2.maddesine nazaran bağışlama hükmünde sayılıp iptale tabi olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre asıl davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
2-Birleştirilen dava yönünden yapılan incelemede ise;
Birleştirilen dava, yargı yolu bakımından mahkemece reddedilmiş, hüküm Dairemizin 1.4.1990 gün ve 2009/9922-2010/2955 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir. Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken bu konuda yeniden red kararı verilmesi hatalı ise
de sonucu itibariyle doğru olan asıl ve birleştirilen davalara ilişkin hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı 3.kişi vekili ile davalı borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile asıl davaya ilişkin bozmaya uygun verilen hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı 3.kişi ve davalı borçlu"dan alınmasına 28.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.