Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4417
Karar No: 2015/7876

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/4417 Esas 2015/7876 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/4417 E.  ,  2015/7876 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı .... İle davalılar ....., .... arasındaki dava hakkında,. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 28.11.2013 gün ve 2012/189 2013/250 sayılı hüküm, Dairemizin 17.11.2014 gün ve 2014/20069 esas 2014/16094 karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekiline ait, davalılardan ... tarafından kasko sigorta sözleşmesi düzenlenen, ....’ye kasko sigortalı aracının çalındığını belirtip, piyasa değeri yaklaşık olarak 65.000,00 TL düzeyinde olan anılan aracın kasko poliçesi yenilenirken yeni kayıt gibi gösterilmek suretiyle değerinin 25.000,00 TL gösterilerek sigortalandığını, bu nedenle kasko sigorta şirketinden ancak 25.563,00 TL alabildiklerini bildirerek, davalıların eksik sigorta yapmaları nedeniyle uğradıkları 39.437,00 TL tutarındaki zararlarının dava tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı .... vekili, davacının zararı karşılanarak sigorta bedelinin tamamının ödendiğini belirtip, davacının çalınma olayından üç ay önce tanzim edilen poliçeyi imza karşılığında aldığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin poliçeyi mevzuata uygun şekilde bilgilendirme formunu da ibraz edip imzalatmak suretiyle gelen yetkiliyle mutabık kalarak düzenlediğini bildirmiştir.
    Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davacıya ait aracın. Türkiye Sigorta Birliği araç değer listesindeki değer üzerinden sigortalandığını, aracın emsallerinin de yaklaşık olarak aynı değerde olduğu, davacının sigorta poliçesinin ön yüzünü ve poliçedeki bilgilendirme formunu şirket kaşesini vurarak imzaladığı,

    davacının poliçeyi teslim aldıktan sonra basiretli bir tüccar gibi davranıp sigorta poliçesindeki değeri kontrol etmesi gerektiği bildirilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dairemizce verilen 17.11.2014 gün ve 2014/20069 esas ve 2014/16094 sayılı ilamda" mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA "karar verilmiş; olmakla davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Dava kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup uyuşmazlık sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK.1263 maddesine göre, sigorta sözleşmesi hiçbir şekle tabi tutulmamış ise de, sözleşme yapmaya ehil kişilerin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla sigorta sözleşmesinin kurulacağı kuşkusuzdur. Sözleşmenin yazılı bir belgeye bağlanması ancak ispat açısından önem taşır ve 6100 sayılı HMK.200 (mülga 1086 sayılı HUMK.288) maddesinde düzenlenmiş şekilde ispatı gerekir. Sigortacının TTK.1265 ve 1267 maddeleri uyarınca imzalı bir sigorta poliçesini belli bir süre içerisinde sigortalıya vermesi zorunludur. TTK.1265, 1267 ve 1295/1 maddeleri birlikte incelendiğinde sigorta şirketinin kendileri tarafından imzalanmış bulunan poliçenin bir örneğini sigortalının ikametgahına götürülerek ona vermek, dilerse bir suretini sigortalıya imzalattırarak almakla yükümlü olduğu görülecektir.
    5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 11/3 maddesinde "sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından gerek sözleşmenin kurulması, gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehtar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususların yönetmelikte düzenleneceği" öngörülmüş,
    Anılan yasa hükmüne dayanılarak Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan ve 28.10.2007 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 5.maddesinde "Sigortacının bilgilendirme yükümlülüğünün sigortacı tarafından sigorta

    ettirene ve sigorta sözleşmesine taraf olmak isteyen kişilere karşı sözlü ve yazılı şekilde yerine getirileceği, bilgilendirmenin yazılı yapılmasının esas olduğu, sigortacının asgari bilgilendirmenin yapıldığını ispatla yükümlü bulunduğu, bilgilendirme yükümlülüğünün sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce başlacağı ve sözleşmenin geçerli olduğu süre içinde de devam edeceği, sigortacının dürüstlük ilkeleri çerçevesinde davranmak, sigorta ettireni yanıltıcı her türlü hal ve davranıştan kaçınmak zorunda bulunduğu",
    Yönetmeliğin 7.maddesinde "bilgilendirme yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemiş, bilgilendirme formu gereği gibi teslim edilmemiş veya bilgiler gerçeğe aykırı düzenlenmiş ise bu hallerden her hangi birinin sigorta ettirenin kararına etkili olmuş ise sigorta ettirenin sigorta sözleşmesini feshedebileceği ve uğradığı zararının tazminini de talep edebileceği",
    Yönetmeliğin 8.maddesinde "bilgilendirme formu içeriğinden akdedilecek sözleşmeye ilişkin genel uyarılar, sözleşme ile verilen teminatlar, sözleşmeye eklenebilecek özel hükümler...vs. bulunacağı"
    Yönetmeliğin 9.maddesinde "bilgilendirme formunun en az iki nüsha düzenlenerek sigortacı tarafından kaşelenip imzalandıktan sonra bir nüshasının sözleşmeye taraf olmak isteyen kişiye imza karşılığı verileceği, imzanın sigorta ettirenin sigorta sözleşmesi ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olduğu hususunda aksi ispat edilebilir karine teşkil edeceği" öngörülmüştür.
    Somut uyuşmazlıkta; davacı, maliki olduğu ... plakalı aracın 2009 yılında düzenlenen poliçede kasko değerinin 55.000,00 TL, 2010 yılında düzenlenen poliçede 60.500 TL olarak gösterilmesine rağmen 11.02.2011-11.02.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlenen kasko sigorta poliçesinde gramer kaydı yapılmadan sigorta bedelinin 25.000,00 TL olarak gösterildiğini, aracın 7.5.2011 tarihinde çalındığını, araç kasko değerinin 65.000,00 TL olmasına rağmen davalının poliçede gösterilen 25.000,00 TL ödediğini, oysa poliçe ve bilgilendirme formundaki imzasının şirket yetkilisine ait olmadığını imza incelemesi yapılarak aracın gerçek kasko değeri üzerinden bakiye zararının tazminini talep etmiş,

    Davalı ise poliçe ve bilgilendirme formunu davacı yetkilisinin imzaladığını, poliçedeki kasko değerinin davacıya ödendiğini bildirerek davanın reddini savunmuş,
    Mahkemece poliçe ve bilgilendirme formundaki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda usulüne uygun bilirkişi incelemesi yaptırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
    Eksik inceleme ile hüküm tesis edilemez.
    Bu halde davacının poliçe ve bilgilendirme formundaki imzayı inkar etmesi nedeniyle davacı şirketi temsil ve inzama yetkili kişilerin tatbike medar imzalarının temini ile poliçe ve bilgilendirme formundaki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda usulüne uygun bilirkişi incelemesi yaptırılması, davacının bilirkişi raporuna vaki itirazlarının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 17.11.2014 gün ve 2014/20069 esas, 2014/16094 karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, temyiz ve karar düzeltme peşin harçlarının istek halinde davacıya geri verilmesine, 28.05.2015 gününde Üye ..."nın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
    .
    KARŞI OY
    Sayın çoğunluğun yazılı gerekçelerle yerel mahkeme kararının bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum.
    TTK hükümlerine göre sigorta sözleşmeleri şekle tabi olmayan sözleşmelerdendir. Sigorta poliçesi sözleşmenin yapılmasından sonra düzenlenen ve sözleşmenin yapıldığını gösteren bir belgedir. Sıhhat şartı değildir. Sigortalının poliçede imzasının bulunması da geçerlilik şartı değildir.
    Somut olayda davacı şirket ile davalı ... arasında 11.02.2011-11.02.2012 vade tarihli kasko sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Davacının aşamalardaki beyanına göre şirketin bir çok aracı davalı ... şirketine sigortalıdır. Aynı araçla ilgili önceki sigortalarında davalı ... şirketi tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.

    Uyuşmazlık konusu poliçe ve 28.10.2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan sigorta sözleşmelerinde bilgilendirmeye ilişkin yönetmeliğe istinaden hazırlanan bilgilendirme formuda davacı şirkete (sigortalı) tebliğ edilmiştir. Hırsızlık olayı poliçe tesliminden 3 ay sonra gerçekleşmiştir.
    Davacı beyanlarında, bir çok aracılarının aynı şirketçe sigortalandığındı sirkülasyonun çok yoğun olduğunu şirket yetkilisinin bu poliçeleri denetlemekte zayıf kaldığını ileri süremktedir. Davacı tacirdir. Ticaret Yasası hükümlerine göre basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olan davacı şirketin bu mazereti kabul edilemez.
    Davalı sigortanın verdiği belgeler arasında bulunan Tromer bilgilerine göre aracın önceden hasarlandığına dair kayıtlar mevcuttur.
    Davacı ... davalı taraf defter ve kayıtlarına giren belgelerden taraflar arasında düzenlenen poliçeler bilgilendirme formu-kredi kartı ödeme talimatında davacı şirkete ait kaşe imzalar aynıdır.
    Konu ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulu 18.04.2013 günlü raporundan riziko tarihinde aracın rayiç değerinin 25.000 TL ile 35.900 TL arasında olduğunu (davacı aracın önceki poliçelerde değerinin 55.000-60.000 TL olarak gösterilmesine dayansa da Ticaret Yasasında düzenlenen "aşkın sigorta" durumu olabileceğinden, bu durum bile davacının dayanağı olamaz.) Sigorta bedelinin taraflarca belirlendiği ve priminin ödendiğini bildirmişlerdir.
    Açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre; riziko tarihinde rayiç değerlere uygun olarak taraflarca kararlaştırılan sigorta bedelinin davacı şirkete ödendiği, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranması geretiği, ileri sürdüğü iddiaların poliçe ve bilgilendirme formunun kendisine tebilğ edilmesi karşısında kabulünün mümkün olmadığı, sigorta poliçelerinde imza olmasının geçerlik şartı bulunmamasına gör yerel mahkeme kararının yazılı gerekçelerle bozulması görüşüne karşıyım.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi