Hukuk Genel Kurulu 2017/1700 E. , 2017/1316 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen 23.02.2012 gün ve 2009/284 E., 2012/153 K. sayılı kararın davacı Sağlık Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 20.06.2012 gün ve 2012/11682 E., 2012/16222 K. sayılı kararı ile onanmasına yönelik karara karşı davacı Sağlık Bakanlığı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine aynı Dairenin 19.11.2012 gün, 2012/18535 E., 2012/25935 K. sayılı kararı ile
"...Davacı, davalıdan satın aldığı tıbbi malzemeler nedeniyle, 13.11.1998 tarihli taahhütname gereğince fiyat farkı doğduğunu ileri sürerek, 1.703,734 doların; bu dosya ile birleştirilen iki dosya ile de 5.159,42 dolar, 2108 dolar ve 9.309,53 TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuş asıl ve birleştirilen davaların reddine dair Mahkeme kararı, Dairemizce onanmıştır.
Davacı bu kez, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı, davalıdan satın aldığı tıbbi malzemeler nedeniyle fiyat farkı doğduğunu belirterek, asıl ve birleştirilen davaları açmıştır. Mahkemece verilen ilk kararda, açılan davalar reddedilmiş; Dairemizce bu karar bozulmuştur. Bozma kararımızda, davacının taahhütname gereğince fiyat farkı isteyebileceği, ancak faturalardaki fiyatların fatura tarihleri itibariyle uygun olup olmadığı, eğer fiyat farkı olmuş ise davalıdan ne miktar alacak isteyebileceği, ancak faturalardaki fiyatların fatura tarihleri itibariyle uygun olup olmadığı, eğer fiyat farkı oluşmuş ise davalıdan ne miktar alacak isteyebileceği konusunda, bilirkişiden rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, Dairemizin bozma kararına uyulmuş ve bilirkişilerden iki kez rapor alınmıştır. Ancak bu raporlarda, Bozma kararında belirtildiği şekilde bir inceleme yapılmamış; sadece davacının fiyat belirleme yetkisini MK"nun 2.maddesine uygun şekilde kullanmadığı belirtilmiştir. Mahkemece, bozmadan sonra alınan raporlara uyarak asıl ve birleştirilen davalar reddedilmiştir. Mahkemece, konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmalı, Dairemizin bozma kararında belirtilen şekilde inceleme yapılarak, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir ..."
gerekçesi ile hüküm bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava asıl ve birleşen davalarda taraflar arasındaki taahhütname hükümlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı (kurum devri öncesi SSK) vekili SSK yönetim kurulunun kararı gereğince, revize edilen medikal mal alım protokollerine göre kuruma fatura edilen malzeme brim fiyatları ile ileride yapılacak protokollerdeki fiyatlar arasında kurum aleyhine döviz bazında fark oluşması halinde bu farkın medikal malzeme satıcısı şirketlerce karşılanacağına dair alınan taahhütname uyarınca yapılan hesaplama sonucunda bulunan fark değerin ihtara rağmen ödenmediğini ileri sürerek asıl davada 1.703,734 USD, birleşen davalarda ise ayrı ayrı 5.159,42 USD, 2.108 USD ve 6.050 USD kurum zararının ödeme tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Tasfiye Halinde ... Tıbbi Ürünler Paz. ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili taraflar arasındaki taahhütnamenin geçersiz olduğunu, davacı kurumun hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin fatura bedellerini ödediğini, rayicin ne şekilde belirlendiğinin belirsiz olduğunu, uygulamanın iyi niyete aykırı ve dayanaktan yoksun bulunduğunu beyanla davaların reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen 05.11.2007 gün, 2004/480 E., 2007/747 K. 11.06.2008 tarihli ilk karar Özel Dairenin “davacıdan belirlediği fiyatlarla ilgili ödeme belgeleri ve varsa dayanakları istenilmeli, faturada belirtilen tarihler itibariyle belirlenen fiyatların uygun olup olmadığı, fiyat belirlerken davacının hak ve nesafet kuralları içinde, keyfilikten uzak objektif iyi niyet kurallarına uygun davranıp davranmadığı, davalıdan ne miktar alacak talebinde bulunabileceği konusunda, uzman bilirkişiler aracılığı ile araştırılarak taraf, mahkeme, Yargıtay denetimine elverişli, gerekçeli raporla belirlenmesi” gerektiği yönündeki kararı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılamadaki bilirkişi incelemeleri sonunda yerel mahkemece davacı kurumun rayiç bedel tespitindeki yöntem olarak önceki protokol fiyatlarından kendisinin belirlediği oranda indirim yapmak suretiyle ulaştığı malzeme fiyatının rayiç bedel olarak kabul edilmesinin dayanağının bulunmadığı, davacının tek el taraflı olarak sahip olduğu fiyat belirleme yetkisini Medeni Kanun"un 2. maddesine uygun şekilde hak ve nesafet kuralları içinde kullanmadığı gerekçesi ile yine asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Bu kararın onanmasına ilişkin Özel Daire kararı davacı vekilinin karar düzeltme yönündeki itirazları üzerine yukarıda karar başlığında gösterilen gerekçe ile kaldırılarak hüküm bozulmuştur.
Yerel Mahkeme önceki gerekçelerini tekrar etmek suretiyle direnme kararı vermiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmektedir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmelerde işin esasının incelenmesinden önce davacı tarafça sunulmuş olduğu celse zabıtlarına yansıyan delil listesi ve ekinde bulunduğu belirtilen klasörlerin eklenmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
Yapılan incelemede davacı (SSK) vekilinin dava dilekçesinde “taahhütname, ticaret sicili kayıtları, davalı şirketin kayıtları, ilgili kurum kayıt ve belgeleri, zararın belirlenmesine ilişkin belgeler, fiyat listeleri, fiyat listesinin hazırlanmasına ilişkin dokümanlar, bilirkişi incelemesi ve her türlü delil” demek suretiyle delillerini sıraladığı, ancak dava dilekçesi ekinde herhangi bir belge bulunmadığı, bu durumun işbölümü itirazı üzerine dosyayı asliye ticaret mahkemesine gönderen Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.04.2004 tarihli tensip zaptında da aynen tespit edildiği ve davacıya delillerini sunması için süre verildiği yönünde kurulan ara karar gereği yapılan ve fakat kesin süre/yaptırım ihtarı içermeyen tebligatın davacı kuruma 20.04.2004 tarihinde tebliğ olunmasına rağmen herhangi bir delil sunulmadığı,
Asliye Ticaret Mahkemesince de aynı duruma işaret edilerek 04.08.2004 tarihli tensip zaptı ile davacıya 10 günlük kesin süre tanındığı, ihtarın davacı kuruma 12.08.2004’te tebliğ olunduğu, 10.02.2005 tarihli celse zaptında davacının delil listesini içerir dilekçesini ve ekindeki klasörü dosyaya sunmuş olduğu zapta geçirilmesine rağmen dosyada bu dilekçe ve ekinin dosyada mevcut olmadığı,
Mahkemece 2008 tarihli bozma kararı sonrasında 03.06.2009 tarihli celsede davacı vekiline müvekkili tarafından belirlenen fiyatlarla ilgili ödeme belgeleri ve varsa dayanaklarının sunulması için 30 günlük kesin süre verilmesi üzerine davacı Sağlık Bakanlığı vekilinin 03.07.2009 havale tarihli dilekçesi ile rayiç bedelin SSK Rayiç Bedel Tespit Komisyonunun araştırmaları ile belirlendiğini belirterek buna ilişkin ödeme belgeleri ve faturalardan oluşan “3 klasör” ün dilekçesi ekinde olduğunu bildirdiği, 14.10.2009 tarihli celsede bu belgelerin dosyada bulunmadığının anlaşılması üzerine mahkemece davacı vekiline bulunup temin edilmeleri için süre verildiği ve belgelerin tamamlanması halinde dosyanın bilirkişiye gönderilmesi yönünde ara karar tesis edildiği, bir sonraki celseye kadar alınmış olduğu anlaşılan 04.01.2010 tarihli bilirkişi raporunda dosyada var olduğu belirtilen faturaların incelendiği yazılı ise de, “klasör” lere herhangi bir atfın da olmadığı, Hukuk Genel Kurulu önüne gelen haliyle “3 klasör” olarak açıklanan delillerin dosyada fiziken bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hâl böyle olunca davacı Sağlık Bakanlığı vekilinin 03.07.2009 havale tarihli dilekçesi ekinde sunulduğu beyan edilen ödeme belgeleri ve faturalardan oluşan “3 klasör”ün eklenmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesinin yerinde olacağı sonucuna varılmıştır.
S O N U Ç: Yukarıda gösterilen eksiklikler tamamlanmak üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.11.2017 gününde oy birliği ile karar verildi.