3. Hukuk Dairesi 2015/2692 E. , 2016/290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili davacının, davalıdan 10.06.2006 tarihinde, ... Köyü sınırları içerisinde bulunan iki adet taşınmaz satın aldığını, davalının o dönemde ... Köyü muhtarı olduğunu, müvekkilinin satın aldığı arsaların bedeli olan 3.200 TL"yi davalıya ödediğini ve karşılığında iki ayrı köy makbuz senedi aldığını, bu makbuzlardan birinin 1.600 TL bedel ile davacı müvekkili adına diğerinin ise yine aynı bedel ile davacının kardeşi ... adına düzenlenmiş olsa da tüm bedelin müvekkili tarafından ödendiğini, buna karşın davalının bu taşınmazları davacıya devretmediği gibi ödenmiş olan bedeli de iade etmediğini belirterek, 3.200 TL satış bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ve davacının makbuz karşılığı kendisine ödediği paraları davacıya iade ettiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 3.200,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bent kapsamında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, harici taşınmaz satışına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Ancak, tapuda kayıtlı bir taşınmazın harici sözleşme ile satılması TMK.nun 705, BK.nun 213 (TBK.nun 237), Tapu Kanunu 26 ve Noterlik Kanununun 60.maddesi ile ...nun 15.11.2000 tarih, 2000/13-1612 E.-2000/1704 K.sayılı ilamı ile taşınmaz satış devri resmi olmadıkça geçerli değildir.
Geçersiz sözleşmelerde; TBK.nun 77-82 (BK.nun 61-66) maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre taraflar karşılıklı olarak ancak verdiklerini geri alma hakkına sahiptirler.
Somut olayda davacı taraf, yapmış oldukları anlaşma doğrultusunda, köy muhtarı olan davalıdan iki farklı taşınmaz satın aldığını ve bu taşınmazların bedeli olarak iki ayrı makbuz ile toplam 3.200 TL ödeme yaptığını iddia etmektedir.
Ancak dosyada mevcut makbuzların incelenmesinde; 10.06.2006 tarihinde A-097626 numaralı makbuz ile davacı adına arsa parası olarak 1.600 TL ödeme yapıldığı, diğer A-97657 numaralı makbuz ile yapılan 1.600 TL ödemenin ise yine arsa parası olarak fakat dava dışı ... adına yapıldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre, mahkemece, taraflar arasındaki taşınmaz satış sözleşmesi gereğince davacının davalıya 1.600 TL ödediğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, davacı adına olamayan (dava dışı ...adına düzenenmiş bulunan) makbuz ile ödenen 1.600 TL"lik arsa satış bedelinin, davacı tarafından dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak ödenmiş olduğu yönündeki iddianın ispat edilemediği göz önüne alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bununla birlikte, davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden yapılan değerlendirmeye göre; hüküm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT"nin 12/1. maddesinde;
"Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez" şeklindeki düzenlemeye uygun olarak, davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretine, "maktu ücretin altında kalmamak" ve "kabul edilen miktarı da geçmemek kaydıyla" hükmedilmesi gerekirken, hatalı hesaplama sonucu eksik vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.