Hukuk Genel Kurulu 2017/435 E. , 2017/1322 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Kadirli 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.03.2012 gün ve 2006/84 E., 2012/127 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 12.04.2013 gün ve 2013/1549 E., 2013/3619 K. sayılı kararı ile;
(...Yargıtay bozma ilamında özetle; ""Mahkemece 174 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilen 273, 274, 280, 281 ve 282 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırmanın yeterli olmadığı, davanın tapu kaydına dayalı olarak açılmış olduğu ancak davacıya ayrı kökten gelen bir tapu kaydına mı yoksa aynı kökten gelen kadastro sırasında uygulanan tapu kaydına mı dayandığı sorulup imzalı beyanı alınmadığı, tespite esas alınan tapu kaydının uygulaması yapılmadığı, öte yandan ...."den alınan iki veraset ilamı ibraz edilmiş olduğu, bu ilamlardan birinde davacı ..."nın ....mirasçısı olduğu ancak diğer veraset ilamında davacının isminin geçmediği, bu hususun nedeni araştırılmadığı gibi dava konusu edilmemesine rağmen istek dışına çıkılarak 273 parsel hakkında da hüküm tesis edildiği ve talepten fazlaya hükmedildiği, davacıdan dayandığı tapu kaydının hangisi olduğu ve veraset ilamları arasındaki çelişkinin nedeni sorularak gerektiğinde yeniden bir veraset ilamı istenmesi ya da veraset ilamının iptali için süre verilmesi, keşif yapılarak hem davacının dayandığı hem de tespite uygulanan tapu kaydının yerine uygulanması, tapu kaydı ile ibraz olunan ve olunacak veraset ilamındaki paylara yönelik bilirkişiden rapor alınarak davacının dava ettiği payın kesin olarak belirlenmesi"" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamı gereklerinin eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Çekişmeli 273, 274, 280, 281 ve 282 parsel sayılı taşınmazların ifraz edildiği 174 parsel sayılı taşınmaza ait tutanağın edinme sebebi bölümünde tespite esas alınan tapu kaydının malikinin ""....oğlu ...."" olduğu, bu kişinin davalıların miras bırakanı olan ""....oğlu ........"" olduğu ve davacıların dosya içerisinde bulunan Kadirli Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 29.04.1971 tarih ve 1971/383 Esas, 293 Karar sayılı veraset ilamına göre "".... oğlu ........."nın"" mirasçısı olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, çekişmeli taşınmazların ifraz gördüğü 174 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas alınan Temmuz 336 tarih ve 15 sayılı kaydın maliklerinden olan ""....""in baba isminin ""Sarı İbrahim"" olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece edinme sebebi bölümünde sözü edilen ""....oğlu ...."" ile tapu kaydında sözü edilen ""Sarı İbrahim Zade ....""in aynı kişi olup olmadığı ise araştırılmamıştır. Öte yandan davacı ... (Keskin) tapuda ismi yazılı olan ""....""in kendi miras bırakanı "".... oğlu ..."" olduğunu öne sürerek dava açmış ve her ne kadar açtığı bu davanın yargılaması sırasında ayrıca 174 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki ""....""in baba adının ""...."", soyadının ise ""Sarı"" olarak düzeltilmesi istemiyle Tapu Müdürlüğünü hasım göstererek açtığı dava sonunda tapu kaydındaki ismin "".... oğlu ..."" olarak düzeltilmesine karar verilmiş ise de, diğer mirasçıların taraf olmadığı dava sonucu yapılan isim değişikliğinin mahkeme yönünden bağlayıcı olduğu da kabul edilemez. Mahkemece taşınmazın tapu kayıt malikinin davacı tarafın miras bırakanı "".... oğlu ..."" olup olmadığı araştırılmadığı gibi tespite esas alınan tapu kaydı da uygulanarak kapsamı belirlenmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece tapu kaydına göre ""Sarı İbrahim""in oğlu ve ""Yakup""un kardeşi olan kayıt maliki ""....""in kim olduğu yöntemince araştırılmalı, tapu kaydında ismi geçen bu kişinin davacının miras bırakanı "".... oğlu ...""mı yoksa tutanağın edinme sebebinde belirtilen ""....oğlu ....""mi olduğu kesin olarak belirlenmeli, tespite esas alınan Temmuz 336 tarih ve 15 sayılı tapu kaydı tüm tedavülleri ile birlikte getirtilerek taşınmazın öncesini ve yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı ve yansız kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla gereği gibi uygulanarak çekişmeli taşınmazlara uyup uymadığı ve uyması halinde kapsamı belirlenmeli, bilirkişilerce bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, gerektiğinde komşu parsellere revizyon gören tapu kayıtları getirtilip uygulama ile ilgili yerel bilirkişi sözlerinin denetlenmesi yoluna gidilmeli, uzman teknik bilirkişiye yapılan keşif ve uygulamayı izlemeye olanak verecek biçimde geniş kapsamlı kroki düzenlettirilmeli, yöntemine uygun olarak zilyetlik araştırması yapılmalı, buna göre kaydın hukuki değerini koruyup korumadığı da saptanmalı, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı tamamen ya da kısmen kapsaması, davacıların tapu kayıt malikinin mirasçısı olduklarının anlaşılması ve kaydın hukuken geçerli olduğu sonucuna varılması halinde miras payları oranında davacıların davalarının kabulüne aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekeceği düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller toplanıp incelendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz, davacı tarafın temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA... )
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.