
Esas No: 2019/471
Karar No: 2021/480
Karar Tarihi: 15.02.2021
Danıştay 10. Daire 2019/471 Esas 2021/480 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/471
Karar No : 2021/480
DAVACI : ...
VASİ : ...
DAVALI : Hasımsız
DAVANIN KONUSU : Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin kaldırılıp durdurulması, bir daha açık cezaevine ayrılamayacağına ilişkin yönetmeliğin durdurulması, 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de bulunan disiplin affının uygulanması, lehine olan yasanın, yönetmeliğin uygulanması ve bir daha açık cezaevine ayrılma hakkının verilmesi istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ :.Davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince 2577 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinde dilekçelerin ehliyet yönünden inceleneceği; 15. maddesinde ise, ehliyet yönünden kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 14. maddesinde, kısıtlıların fiil ehliyetinin bulunmadığı; 16. maddesinin 1. fıkrasında, ayırt etme gücüne sahip kısıtlıların, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremeyecekleri, karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rızanın gerekli olmadığı; 407. maddesinin 1. fıkrasında, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanacağı; aynı maddenin 2. fıkrasında, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu; 413. maddesinin 1. fıkrasında, vesayet makamının, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atayacağı; 448. maddesinde, vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerinde temsil edeceği; 449. maddesinde vesayet altındaki kişi adına kefil olmanın, vakıf kurmanın ve önemli bağışlarda bulunmanın yasak olduğu; 462. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendinde, vasinin dava açabilmesi için vesayet makamının izninin gerektiği; 471. maddesinde ise, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayetin, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı, düzenlemeleri yapılmıştır.
Aktarılan bu düzenlemelere göre bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezasına mahkum olanların cezalarını çekmeye başlamaları üzerine, hükmü icra ile görevli idarenin durumu sulh hukuk mahkemesine hemen ihbar ederek vasi atanmasını sağlamakla yükümlü olduğu; kısıtlının, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davalar dışındaki davaları, vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinin izni ile vasisi tarafından veya vasinin tayin edeceği vekili aracılığıyla açabileceği kuşkusuzdur.
Dava dosyasının incelenmesinden; bir yıldan uzun süreli hapis cezasıyla hükümlü olan davacı tarafından açılan davanın, mevzuat uyarınca vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinden izin alınarak vasi tarafından veya davacının vasisinin tayin edeceği vekili tarafından açılmadığı, davacıya ... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararı ile ...'nin vasi olarak tayin edildiği, Dairemizin 21/10/2019 tarih ve E:2019/471 sayılı ara kararı ile davacıya vasi olarak tayin edilen ...'den görülmekte olan bu davayı vasi olarak takip edip etmeyeceği sorularak, 4721 sayılı Kanun'un 462. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi'nden alınmış izin belgesinin ve dava vekil aracılığı ile takip edilecekse vasi tarafından verilmiş vekaletnamenin aslı veya baro pulu yapıştırılmış, harçlandırılmış onaylı bir örneği ile yargılama harç ve posta giderlerinin otuz gün içerisinde ödenmesinin istenilmesine karar verildiği, anılan ara kararının vasi ...'ye 14/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, Dairemizin aynı doğrultudaki 07/09/2020 tarih ve E:2019/471 sayılı 2. ara kararının da vasiye 19/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ancak verilen süre içerisinde vasi ... tarafından sulh hukuk mahkemesinden izin alınarak davanın takip edileceği yönünde bir başvuruda bulunulmadığı gibi ara kararımıza karşılık herhangi bir başvuruda da bulunulmadığı görüldüğünden davacının yasal vasisi konumunda bulunan ...'nin görülmekte olan uyuşmazlığı takip iradesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, vesayet makamından alınmış izin ile dava açma ehliyetinden yoksun olan davacının vasisi tarafından takip edilmeyen davanın, davacının objektif ehliyet koşulunu taşımadığı gerekçesiyle ehliyet yönünden reddedilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davanın, 2577 sayılı Kanun'un 15/1-(b) maddesi uyarınca EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 15/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.