8. Hukuk Dairesi 2011/2440 E. , 2011/2775 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Halil Boyacı ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.05.2009 gün ve 206/208 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde ada ve parsel numaraları bildirilen dava konusu taşınmazların vekil edenine babasından kaldığını, eklemeli 20 yılı aşkın süreden beri zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 103 ada 282, 120 ada 95 ve 142 ada 80 parsellere ilişkin tapu kayıtlarının iptaliyle davacı adına tesciline, 133 ada 11, 129 ada 7 ve 135 ada 7 parsellere ilişkin davanın ise reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.nun 713, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca açılmış iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, kazanmaya yeterli eklemeli zilyetliğe dayanarak taşınmazların tamamının iptaliyle vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Keşif yerinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazların babası Mehmet Boyacı’dan davacıya kaldığını doğrulamakla birlikte intikal şekli hakkında bir açıklama yapmadıkları gibi bu husus mahkeme hakimi tarafından da sorulup belirlenmemiştir. Dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre 8.8.1986 tarihinde ölen Mehmet Boyacı’nın davacıdan başka, davada taraf sıfatını almamış mirasçıları bulunmaktadır. Eldeki dava, mirasçılık sıfatı olmayan üçüncü kişiye karşı açılmıştır.
HUMK.nun 76. maddesi hükmüne göre, davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara, bunların nitelendirilmesi ve uygulanacak kanun maddesini belirlemek hakime aittir. İddianın ileri sürülüş şekline göre; davacı dava konusu taşınmazların tereke malı olmaktan çıktığını, mülkiyetinin kendisine geçtiğini ileri sürerek tamamının adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davanın tereke adına açılmadığında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bu açıklamalara göre; uyuşmazlık konusu taşınmazların, babasından davacıya devir şekli (taksim, bağış, satış v.s.) üzerinde durulması dava şartı bakımından önemlidir. Dava şartı, kamu düzeni ile ilgili olduğundan davacı tarafça ileri sürülmese dahi taşınmazların davacıya geçiş şekli mahkemece kendiliğinden araştırılıp belirlenmelidir. Kaldı ki; HUMK.nun 75/2. maddesine göre, hakim müphem ve mütenakız gördüğü iddia veya sebepler hakkında açıklama isteyebilir. Aynı kanunun 213/1, 230. maddelerine göre de davanın her aşamasında tahkikat hakimi iki tarafı veya vekillerini çağırarak davanın maddi olguları hakkında beyanlarını dinleyebilir. Davanın doğru biçimde sonuçlandırılması için davanın ne olduğunun anlaşılması gerekir. Davanın niteliği anlaşılamadan hangi kanuni düzenlemeye göre sonuçlandırılacağı noktasına ulaşılamaz.
Mahkemece; anılan usul hükümleri uyarınca tereke adına dava açmayan ve taşınmazların tamamının babasından kaldığını ileri süren davacı vekilinden bu devir hakkında açıklama istemesi, taksim, bağış, satış vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için davacı tarafa süre ve imkan verilmesi, bundan sonra iddianın ileri sürülüş şekline, göre öncelikle dava şartı üzerinde durulması, çekişme konusu taşınmazların halen el birliği mülkiyetinde olduğunun anlaşılması durumunda, davacı tereke adına dava açmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi, aksi durumda ise dosya içeriğine, toplanacak delillere göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu usulü eksiklik yerine getirilmeden yazılı gerekçelerle uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün usul ve kanuna aykırı görülen 103 ada 282, 120 ada 95 ve 142 ada 80 parsellere ilişkin bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 09.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.