8. Hukuk Dairesi 2011/59 E. , 2011/2853 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 06.07.2010 gün ve 45/261 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.05.2011 Salı günü tayin edileek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... vekili Avukat ... geldi. Başka kimse gelmedi . Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, vekil edeninin dava konusu 2001 ada 10 parseli 1977 yılında haricen Naciye mirasçılarından ...’den satın aldığını, o tarihten beri vekil edeninin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, taşınmaz üzerine bina yaparak oturduğunu,kayıt maliki ...’in 7.4.1977"de öldüğünü, tapunun hukuki kıymetini yitirdiğini açıklayarak taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Necdet Yalçıntemel, ... ve ... davayı kabul ettiklerini bildirirken, davalılardan ..., davacının satın aldığını ancak, annesi öldüğü için tapunun devredilemediğini açıklamış, diğer davalılara usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmedikleri gibi bir cevap da vermemişlerdir.
Mahkemece, satış tarihinde tapuda kayıtlı taşınmazın mülkiyetinin devrinin ancak tapuda resmi memur huzurunda satışı ile mümkün olduğu, haricen satışın geçersiz bulunduğu, davacının TMK.nun 713. maddesi gereğince zilyetliğe dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın öncesi 173 ada 4 parsel olup kadastro yolu ile 9.7.1974 tarihinde davalıların miras bırakanı ... adına tapuda kayıtlı iken 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uygulaması sonunda yapılan ifraz neticesi imar parselleri oluşmuştur. Bunlardan 2001 ada 10 parsel dava konusu olup tapuda 28.6.1988 tarihinde imar sebebiyle Hüseyin kızı ... adına kayıtlı bulunmaktadır. Dosya arasındaki mirasçılık belgesine göre kayıt maliki ...’in 17.4.1977 tarihinde öldüğü ve geride mirasçı olarak davalıların kaldıkları anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davanın harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde olduğu kabul edilerek yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiştir. Gerçekten mahkeme gerekçesinde de açıklandığı gibi tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışı TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Böyle bir satış, taşınmazı haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Mahkemece, iptal ve tescil isteğinin bu gerekçeyle reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak dava dilekçesi ve dosya kapsamı değerlendirildiğinde mahkemece davada TMK.nun 713.maddesi uyarınca zilyetliğe dayanılmadığı kabul edilmişse de davacının dava dilekçesinde açıkça “…...7.4.1977 tarihinde öldü,tapu hukuki kıymetini kaybetti,davacı taşınmazı iyiniyetle aldığı günden bugüne nizasız fasılasız malik sıfatı ile kullandı…” şeklinde talepte bulunduğuna göre davada HUMK.nun 76.maddesi de gözetilerek TMK.nun 713/2.maddesinde yazılı “…kayıt malikinin 20 yıl önce ölmüş olması…” haline dayanıldığı ve tapunun hukuki kıymetini kaybetmesi sebebiyle iptal ve tescil isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Kayıt malikinin 20 yıl önce ölmüş olması belgelendiği ve TMK.nun 713/1.maddesindeki şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Tapulu taşınmazın, tapu dışı yolla haricen satışının geçersiz olması durumunun önemli istisnalarından biri TMK.nun 713/2. maddesidir. Bu tür davalarda sadece tapusuz yerlerle ilgili TMK.nun 713/1.maddesine göre açılan tescil davaları için yapılan ilanların (TMK.nun 713/4-5 maddesi) yapılması gerekmediği gibi esasen taşınmazın haricen satın alınmış olmasının veya harici satışın geçerli olup olmadığının da bir önemi bulunmamaktadır. Diğer yandan TMK.nun 713/2. maddesinin uygulanması bakımından iyiniyet kazanma koşulları arasında yer almamaktadır. Davacı, usulüne uygun satış ve devri olmasa bile kayıt malikinin ölümünden sonra tapuda mirasçılara herhangi bir intikal olmadığı takdirde ölüm tarihinden dava tarihine kadar 20 yıllık süre içerisinde davasız aralıksız malik sıfatıyla zilyetliğini ispatladığı takdirde taşınmazı iktisap edebilir.
Mahkemece TMK.nun 713/2.maddesi dikkate alınarak taraf delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bu sebep bakımından olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken TMK.nun 713.maddesi uyarınca zilyetliğe dayanılmadığı yalnızca harici satışa dayanıldığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 825 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve 17, 15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 10.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.