1. Hukuk Dairesi 2013/13393 E. , 2013/16826 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kat mülkiyeti kurulu 26533 ada 15 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma akti ile davalı kızına devrettiğini, ancak sözleşme tarihinden sonra davalının yükümlülüklerini yerine getirmeyerek kendisi ile ilgilenmediğini, evine alıp bakması gerektiği halde bunu da yapmadığını, bakacağı yönünde kandırdığını ileri sürerek bakım sözleşmesinin Borçlar Kanunu"nun 617. maddesi hükmü gereğince feshi ile sözleşmenin iptaline ve tapu iptal tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, davacıya sözleşme tarihinden önce baktığı gibi, akitten sonra da sorumluluklarını yerine getirdiğini, ancak davacının eşinden ayrılması ve sürekli kendisi ile yaşaması yönünde taleplerde bulunduğunu, kabul etmemesi üzerine de uyumsuz ve çatışmacı davranışlar içerisine girerek ve fiili saldırıda bulunarak aktin devamını sürdürmesini zorlaştırdığını belirterek davanın reddini savunmuş, davanın kabul edilmesi halinde ise; kusurun davacıda bulunması sebebi ile orantısızlığı giderecek tazminatın yanısıra sözleşmenin kurulması sırasında yapmış olduğu toplam 4.879,30.-TL masrafın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının ölünceye kadar bakım sözleşmesi gereğince yükümlülüklerine yerine getirmediği, sözleşmenin feshinde kusurlu olduğu gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalının ölünceye kadar bakma sözleşmesi yükümlülüklerini yerine getirmediği, sözleşmenin feshinde kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından adli yardım istekli temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, Anayasa"da aranan hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesi ve adil yargılama hakkının unsurlarından olan, taraflar arasında silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilebilmesi için gerekli yargılama giderlerini ödemede sıkıntıya düşecek veya ödeyemeyecek durumda bulunan kişilere, her türlü mali ve hukuki korunma taleplerinde kolaylık sağlanması, sosyal hukuk devletinin ilkelerinden olup, bu gereğin yerine getirilebilmesi de adli yardım ile mümkündür. Bu nedenle adli yardım müessesesi 1086 sayılı HUMK"nin 465 ila 472 maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nin 334 ila 340. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Öte yandan; 6100 sayılı HMK"nin 336/3. maddesinde adli yardım talebinin kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay"a da yapılabileceği açıkça belirtilmiş ve 337/1. maddesinde de duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebileceği hükme bağlanmıştır.
Somut olaya gelince, temyiz dilekçesi ekinde davalı tarafın muhtarlıktan aldığı fakirlik belgesini ibraz ettiği ve adli yardım yönünden yasal şartların oluştuğu görülmekle davalının adli yardım talebinin kabulüne karar verilip, işin esasının incelenmesine geçildi
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, adli yardım talebi nedeniyle geçici muafiyet tanınan 119.00.-TL temyiz yoluna başvuru harcı ve 8.197.20.-TL nisbi temyiz harcının davalılardan tahsiline, 28.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.