Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6574
Karar No: 2011/2943
Karar Tarihi: 12.05.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/6574 Esas 2011/2943 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/6574 E.  ,  2011/2943 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil


    ... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İspir Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.07.2010 gün ve 322/275 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süreside istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, 193 ada 59 sayılı parselin kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, esasen taşınmazın varis ...’a ait olduğunu, ...’ın annesinin yasal mirasçılarından ...’a kaldığını, yapılan paylaşım sonucu ...’a düştüğünü, onun ölümü ile oğlu ...’ya geçtiğini ve ...’nın da ölümü ile eşi ile davacı diğer çocuklarına kaldığını, 40 yılı aşkın bir süreden beri dava konusu yerin vekil edenleri tarafından tasarruf edildiğini, hatalı olarak davalı adına tespit ve tescilin yapıldığını açıklayarak dava konusu parselin tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... 18.9.2008 tarihli yargılama oturumunda davayı kabul etmediğini, davacıların dava konusu yerde bir miktar hisseleri var ise de, kendilerinin dava dilekçesinde belirtikleri gibi bir tarla olmadığını bildirmiş, 19.2.2009 tarihli yargılama oturumunda ise; davacıların mirasçı olması nedeniyle dava konusu taşınmazda hakları olduğunu ancak bir tarla olmadığını yani kendilerine bir tarla düşecek kadar hakları bulunmadığını, bu nedenle davayı kabul etmediğini açıklamış, beyanı HUMK.nun 151/son maddesine uygun olarak imzalatılmıştır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın 20 yılı aşkın bir süreden beri davacıların zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, ... ...’dan kaldığını, ölümünden sonra mirasçıları tarafından dava konusu yerin kullanıldığını, kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edildiğini gerekçe göstermek suretiyle davanın kabulü ile dava konusu parselin tapu kaydının iptaline ve veraset belgesindeki payları oranında ... ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacılar gerek dava dilekçesinde ve gerekse davacılardan ... keşif tutanağına geçen beyanında; dava konusu taşınmazın dedesi ...’dan, babası ...’ya intikal ettiğini, ...’ada annesi ... ...’dan kaldığını, davalı ...’nin babası ... ...’nin ise dedesi ...’ın dayısı olduğunu, dava konusu yerin ... ve Hızır’la bir ilgisinin olmadığını bildirmişler ve bu gerekçe ile iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı ... ise davacıların miras haklarının bulunduğunu ancak iddia ettikleri kadar bir tarla olmadığını bildirmiş, temyiz dilekçesinde ise, ...’ın annesi ve halası olan ...’nin taşınmazdaki payını kardeşi ...’a (...’ın babası olur) devrettiğini belirterek hükmün bozulması isteğinde bulunmuştur.
    Yapılan açıklamalar ve somut olgular göz önünde tutulduğunda dava konusu taşınmazın ... ... ile ...’un babasından kendilerine kaldığı ve paylaşım sonucu ...’ye yada ...’a düşüp düşmediği veya paylaşım sonucu ... düşmüş olup sonradan davalının babası ...’a herhangi bir yolla (satış, bağış vs) devredip etmediği, yahut davacı tarafın ileri sürdüğü gibi ... ve ...’un babasından kalan taşınmazın aralarında yaptıkları paylaşım sonucu ... oradan da zincirleme yoluyla ... ve onu takip eden oğlu ...’ya kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu oluşturmaktadır. Mahkemece, bu konular üzerinde durulmamış ve herhangi bir araştırma ve inceleme de yapılmamıştır. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar da sadece taşınmazın ...’dan kaldığı yönünde beyanda bulunmuşlardır.
    Öte yandan yargılama oturumu ara kararları üzerinde yapılan incelemede taraflara tanık ve delillerini bildirmeleri için mahkemece herhangi bir süre ve imkan tanınmadığı saptanmış, davacı kendiliğinden 16.4.2009 tarihli dilekçe ile tanıkları da belirtir delil listesini sunmuştur. Öncelikle olayı bilen yerel bilirkişilerin mahkemece belirlenmesi ve yine yukarıdaki açıklamalarda gözetilerek olayı yakınen bilen yaşlı tanıklarını ve varsa diğer delillerini bildirmeleri için taraflara süre ve imkan tanınması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258. maddesi gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, aynı Kanunun 259. maddesi uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşifte dinlenmelerinin sağlanması, yukarıda açıklanan tarafların iddia ve savunmalarda gözetilerek ve yerel bilirkişi ile tanıklara sorular yöneltilerek bilgilerine başvurulması, beyanlar arasında aykırılık bulunduğu taktirde HUMK.nun 265. maddesi uyarınca aykırılığın giderilmesi, ... ile ... arasında babalarından kalan taşınmaz için paylaşımın yapılıp yapılmadığı, ... tarafından paylaşım sonucu kendisine düşen taşınmazın kardeşi ...’a herhangi bir yolla devredip devretmediği, yada paylaşım sonucu ... düşmüş ise hangi biçimde ...’a ve oradan da oğlu ...intikal ettiği hususların hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde ve eksiksiz olarak açıklığa kavuşturulması, ... ve ...’un babasına ait ölümlü nüfus aile kayıt tablosunun getirtilerek dosyaya eklenmesi yada veraset belgesinin alınması konusunda taraflara süre ve imkan tanınması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı ...’nin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 169,75 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 12.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi