17. Hukuk Dairesi 2019/2908 E. , 2020/4276 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, 01.12.2012 günü davacıların oğlu/kardeşi ...’ın kullandığı araca davalıların sürücü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması ile meydana gelen çift taraflı trafik kazasında ...’ın vefat ettiğini belirterek anne ve baba için ayrı ayrı 100.000,00 TL, diğer davacı kardeşlerin her biri için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 350.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, 13.02.2013 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebinden feragat etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacının maddi tazminat talebinin vaki feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile anne ... ve baba ...’ın her birisi için 50.000,00 TL manevi tazminatın, kardeşler ..., ... ve ...’ın her birisi için 25.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacı anne ... ve davacı baba ... için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın davacılar ... ve ... yararına bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece davalı ...’ın ödemekle yükümlü kılındığı manevi tazminata olay tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 02/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.