Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1097
Karar No: 2011/3076
Karar Tarihi: 24.05.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1097 Esas 2011/3076 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/1097 E.  ,  2011/3076 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı ve Katılma Alacağı

    ... ile ... ve ... aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının kabulüne dair Ankara 7. Aile Mahkemesinden verilen 09.12.2010 gün ve 42/1642 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan ...vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.05.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı ... vekili; evlilik birliği içinde alınarak vekil edeninin ölen eşi ...adına tescil edilen Çankaya Mebusevleri 4260 ada 20 parsel üzerindeki binanın zemin kat 1 nolu, birinci kat 3 nolu, ikinci kat 5 nolu ve üçüncü kat 7 nolu daireleri, Çankaya Küçükesat 2543 ada 11 parsel üzerindeki binanın zemin kat 3 nolu dairesi,... plakalı araç ile İşbankası Beşevler şubesindeki hesapta bulunan malvarlığı ile ilgili edinilmelerinde katkısı ve yasal yarı oranda hakkı olduğunu açıklayarak katkı payı ve katılma alacağı isteğinde bulunmuş, dava değerini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 6.000 TL. olarak göstermiş, daha sonra harcını da yatırdığı 2.12.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile katkı payı alacağı bakımından 761.050 TL.ye, ıslah tarihinden işleyecek yasal faizi ile katılma alacağı bakımından 305.362,80 TL.ye yükseltmiştir.
    Kayyımla temsil edilen davalılardan ... vekili, vekil edeninin menfaati doğrultusunda hüküm kurulmasını istemiştir.
    Diğer davalı ... vekili, ilk itirazları ile birlikte miras bırakanları ..."in gelirlerinin davacıdan çok fazla olduğunu, rakamların gerçekleri yansıtmadığını, davacının bir hakkı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, “edinimlerde davacının katkısının bulunduğu banka hesabındaki malvarlığının ise edinilmiş mal olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 761.950 TL katkı payı, ıslah tarihinden
    geçerli olmak üzere 305.362,80 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı ... ile miras bırakan ...Yağmur 9.12.1977 tarihinde evlenmişler, evlilik ..."in 23.7.2006 tarihinde ölümü ile sona ermiştir. ..."in ölümü ile geride mirasçıları eşi davacı ... ile çocukları davalılar Bora ve Levent kalmışlardır. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK. nun 170.maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten 23.7.2006 ölüm tarihine kadar ise, 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. TMK.nun 225/1. maddesi uyarınca ölümle evlilik sona ermiştir.
    Dava konusu Çankaya Mebusevleri 4260 ada 20 parsel üzerindeki binanın 1, 3, 5 ve 7 nolu daireler tapuda kat irtifakı tesisi sebebiyle 11.10.2002 tarihinde ...Yağmur adına kayıtlı ise de öncesinde bu taşınmazın kargir ev niteliği ile yarı payının 13.12.1984, diğer yarı payın ise 5.11.1985 tarihinde ...Yağmur tarafından satın alınarak tapuya tescil edildiği, daha sonra kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yükleniciye verilmesi sonunda dava konusu dairelere malik olunduğu anlaşılmaktadır. Çankaya Küçükesat 2543 ada 11 parsel üzerindeki binanın 3 nolu dairesi ise, 15.2.1995 tarihinde ...Yağmur adına satın alınarak tapuda tescil edilmiştir. 06 YMR 07 plakalı araç ise 28.5.1997 tarihinde yine satın alınarak ...Yağmur adına trafikte tescil edilmiştir. Diğer İş Bankası Beşevler şubesinde ...adına bulunan Hazine bonosu, likit fon, nakit varlığı içeren hesabın 19.11.2002 tarihinde açıldığı, bu hesaba gerek davacının gerekse miras bırakanın diğer hesaplarından TL ve döviz aktarıldığı,virmanlar yapıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu daireler ile aracın edinme tarihleri itibarıyla 1.1.2002 öncesi tarihe isabet ettiğinden bunlar hakkında eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlığın, Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekir. Diğer banka hesabı ise 19.11.2002 tarihinde açılmış olup bu tarih itibarıyla eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
    Temyiz isteğinde zamanaşımı ve takasla ilgili istekde bulunulmuş ise de; mal rejiminin ölüm sebebiyle sona ermesi sebebiyle uygulanması gereken zamanaşımı süresi 10 yıl olup, dava tarihi itibarıyla bu süre geçmemiştir. Yine davalı ... vekili takas isteğinde bulunmuş ve dikkate alınmasını istemiş ise de, böyle bir isteğin değerlendirmeye alınması için istekte bulunan kişinin de yöntemine uygun bir biçimde harcı yatırılmak suretiyle açmış olduğu bir davanın olması ve bu isteğe bağlı olarak belirlenmiş ve kanıtlanmış bir alacağın bulunması gerekir. Diğer bir anlatımla; sadece takas ve mahsup isteğinde bulunmak yeterli değildir. Davalı ... vekilinin bu yöne ilişin temyiz isteği yerinde değildir.
    Toplanan deliller, getirtilen tapu kayıtları ve dinlenen tanık beyanları karşısında davacı kadının çalışarak, emeklilikten sonra ise emekli maaşı ile gelir elde ettiği, ayrıca ziynet eşyalarının satışı ve adına kişisel mal niteliğindeki Ayrancı"da bulunan ve 2004 yılında satılan taşınmazdan gelen para ile alımlara katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Miras bırakan ...ise net geliri belirlenememekle birlikte serbest çalıştığı ve gelir elde ettiği, daha sonra emekli maaşından geliri olduğu açıktır. Her iki tarafın da gelirleri net belirlenemediğinden, az yukarıdaki gelirler, tarafların kişisel ihtiyaçları için yapacakları harcamalar ve kocanın 743 sayılı TKM.nin 152.maddesinden kaynaklanan iaşe yükümlülüğü ile hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri de gözetildiğinde dosya içeriğine uygun düşen hukukçu bilirkişi raporu dikkate alınarak 1.1.2002 öncesi edinimlerde eşlerin %50 oranında katkılarının bulunduğunun kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu durumda %50 katkı oranının her bir taşınmaz ve aracın dava tarihindeki değeri ile çarpılarak davacının katkı payı alacağı belirlenmelidir. Mahkemece, bu şekilde hesaplama yapılmış olup, dava konusu aracın her iki tarafın da itirazına uğramayan 11.900 TL değerin dikkate alınması doğru ise de, beş parça taşınmazla ilgili karar başlığında da yazılı olduğu üzere 15.1.2007 dava tarihi itibarıyla belirlenecek değerlerin dikkate alınması gerekirken bilirkişinin dava tarihi sonrasına isabet eden 6.11.2007 tarihi itibarıyla belirlediği değerlerin dikkate alınarak fazla katkı payı alacağının hesaplanmış olması doğru olmamıştır. Davalı ... vekilinin katkı payı alacağı ile ilgili diğer temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır.
    İş Bankası Beşevler şubesindeki miras bırakan adına bulunan hesapla ilgili isteğe gelince; az yukarıda da belirtildiği gibi bu hesabın açıldığı tarih 19.11.2002 tarihi olup, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Eşlerin bu rejimin geçerli olduğu dönemde edinilen mallar ve değerler üzerinde artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakları bulunmaktadır. Bu hesabın oluşumunda 1.1.2002 öncesi eşlere ait bulunan mal ve değerlerin bulunduğu, bu sebeple mal ayrılığı rejimi gözetilerek miras bırakanın belirlenecek mal ve değerlerinin kişisel mal olduklarının dikkate alınması gerektiği davalı tarafından ileri sürülmüş ise de, bu iddianın ispatlanması (TMK.m.6, 222) gerekli olup dosya arasına getirtilen banka hesaplarına ait ekstreler, dökümler, ilgili banka şubelerinin cevapları karşısında TL döviz, Hazine bonosu ve likit fonun gerek davacı kadının gerek ölen eşe ait çeşitli hesapların kapatılarak Beşevler şubesindeki hesaba aktarılmış olması ve hesabın 19.11.2002 tarihinde açılmış olması karşısında bu hesabın kişisel mal ve değerlerden oluştuğunun ve mal ayrılığı rejiminin uygulanması gerektiğinin kabulü mümkün değildir. Diğer yandan 1.1.2002 öncesi değerlerle oluşan bir kısım bölümlerin var olduğu kabul edilse bile tarafların mal ayrılığı döneminde edinilen mallara katkıları da %50"şer olarak belirlenmiş olup bu durumun sonuca bir etkisi de olmayacaktır. Açıklanan nedenle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Fakat eşler arasındaki mal rejimi ölümle sona erdiğine göre ölüm tarihi itibarıyla tasfiyenin yapılması gerekmekte olup dava konusu hesapta bulunan miktar, banka cevabı ile 23.7.2006 ölüm tarihi itibarıyla 551.735,14 TL olarak bildirilmiş ise de bu miktarın mirasçılar tarafından vade dolmadan çekilmeyerek vadenin dolduğu 24.1.2007 tarihinde çekildiği bildirilen 606.195,65 TL.nin tasfiyede dikkate alınması zorunludur. Bu miktar artık değer olarak kabul edildiğinde yarısının davacının katılma alacağı olduğu açıktır. Miras bırakana kalacak diğer yarı pay üzerinde de davacının 2/8 oranında miras hakkı vardır (TMK.m.499). Bu durumda davacının bankadaki miktar üzerinden 151.751,82 TL miktarı miras payı olarak çektiği, oysa davacının 303.097,25 TL katılma alacağı ile kalan miktarın 2/8"i 75.774,31 TL miras payı hakkı olduğunun birlikte düşünülerek davacı lehine alacağa hükmedilmesi gerekir. Mahkemece bu miktar ve hesap yöntemi gözden kaçırılarak yazılı şekilde davacı lehine fazla katılma alacağına hükmedilmiş olmasında da isabet yoktur.
    Bundan ayrı mahkemece kurulan hükümde katkı payı ve katılma alacağı ile yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin “davalıdan” tahsiline karar verilmiş ise de davada iki davalı olup hükmün hangi davalı hakkında olduğu veya iki davalıyı da kapsayıp kapsamadığı anlaşılamamaktadır. HUMK.nun 388. maddesinde; bir kararda bulunması gereken hususlar tek tek bentler halinde gösterilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “…istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflar yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği öngörülmüş, aynı kanunun 389. maddesinde de; verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüte mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır...” denilmektedir. Verilen hüküm açıklandığı biçimde açıklanan kanun hükümlerine aykırılık oluşturmaktadır. Hükmün bu hali ile infazı da olanaksızdır. Kurulan hüküm bu nedenle de usul ve kanuna aykırıdır.
    Mahkemece davanın katkı payı alacağı ile ilgili bölümü bakımından “dava tarihinden” geçerli faize hükmedilmesi gerekirken “hükmün kesinleşmesinden” geçerli olacak şekilde faize hükmedilmesi doğru olmadığından bozmayı gerektirirse de temyiz edenin sıfatına ve bu hususta açık temyiz bulunmadığına göre bu yön bozma sebebi yapılmamıştır. Yine katılma alacağı ile ilgili “karar tarihinden” geçerli faize hükmedilmesi gerekirken davalı aleyhine olacak şekilde “ıslah tarihinden” geçerli olacak şekilde faize hükmedilmesi de doğru olmayıp bozmayı gerektirmekte ise de faize yönelik olarak açık temyiz olmadığından bu hususta da bozma sevk edilmemiştir.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 825 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 15.850,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 24.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi