3. Hukuk Dairesi 2015/1368 E. , 2016/951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekilinin maliki olduğu taşınmazda 13/11/2012 tarihinde kaçak elektrik kullanımından dolayı davalı tarafından tutanak düzenlenerek kaçak elektrik bedele tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik bedelini ihtirazı kayıtla ödediğini, kaçak elektrik kullanılmadığını ileri sürerek; müvekkili tarafından davalıya haksız ödenen 10.890,12 TL"nin ödeme tarihi olan 26/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile 10.890,12-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
HMK"nun 298/2.maddesi hükmünde; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, mahkemece verilen kısa kararda "Davanın kabulü ile; 10.890,12 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" karar verilmiştir. Gerekçeli kararın hüküm kısmında ise; "Davanın kabulü ile; 10.890,12 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" şeklinde hüküm kurulmuştur.
Kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki bulunmaktadır.
10.4.1992 gün ve 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.
Anılan İçtihat gereğince, kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir.
Bozma sebep ve şekilne göre, davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.01.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.