18. Ceza Dairesi 2016/13235 E. , 2016/15974 K.
"İçtihat Metni"
Hakaret suçundan sanık ... hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1-3-a, 125/4, 43, 62/1 ve 51. maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen hapis cezasının ertelenmesine ve denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesine dair, ... 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2014 tarihli ve 2014/511 esas, 2014/487 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/05/2016 gün ve 191345 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “1- Sanık ..."un müşteki polis memurlarına karşı polis otosu içinde "orospu çocuklarları, a... koyduklarım" şekindeki sinkaflı sözlerini polis otosu içinde söylemiş olduğu, polis otosunun kamuya açık olmayan herkes tarafından rahatça girilebilen bir yer olmaması sebebiyle, sanığın cezasının 5237 sayılı Kanun’un 125/4. maddesi gereğince artırılarak fazla ceza tayininde,
2- 5237 sayılı Kanun’un 51/3. maddesinde yer alan "Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz." şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın cezasının 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası olarak belirlenmesine karşın, 1 yıl süre ile denetime tâbi tutulmasına karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuki değerlendirme;
1- Sanık hakkında hakaret suçundan hüküm kurulurken TCK"nın 125/4.maddesi uyarınca artırım yapılması açısından;
5237 sayılı TCK’nın 125. maddesinin 1. fıkrasında; Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un 4. fıkrasında da “Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Aleniyet hakaret eyleminin herkesin duyabileceği, görebileceği ve sayısı belli olmayan birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olması anlamına gelmektedir. Aleniyet nedeniyle artırım yapılmasının amaçlarından biri mağdurun onur ve şöhretinin, fiili başkalarının duyması veya duymasına açık olması nedeniyle daha fazla zarar görmesi diğeri ise hukuka aykırılık teşkil eden fiilin bizatihi aleni olarak icra edilmesidir.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın, mağdur polis memurları tarafından polis aracına bindirildikten sonra araç içerisinde hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde yer alan anlatımlara göre hakaret sözlerinin başkalarının muttali olacağı şekilde söylendiğine dair bir açıklık bulunmamaktadır. Bu nedenle koşulları oluşmadığı halde aleniyet artırımı yapılarak fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
2) Sanık hakkında verilen erteli hapis cezasına ilişkin belirlenen denetim süresi açısından;
5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinin 3. fıkrasında “Cezası ertelenen hükümlü hakkında, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı mahkum olunan ceza süresinden az olamaz” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.05.2010 tarih ve 4/87-112 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; aleyhe değiştirme yasağı münhasıran “cezalar” ile ilgili olup; cezalar da 5237 sayılı TCK’nın 45. maddesinde; hapis ve adli para cezaları olarak sayıldığından, cezalar arasında sayılmayan güvenlik tedbirlerinin ve diğer müesseselerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği kabul edilmektedir.
Bu nedenle ertelemenin yasal sonucu olmasından ötürü zorunlu olarak hükmedilmesi gereken “denetim süresi”ne ilişkin hataların, infaz aşamasında ve 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca düzeltilmesi mümkün olduğundan, bu husus “aleyhe değiştirme yasağına” konu oluşturmayacaktır.
Ayrıca kanun yararına bozma yoluna başvurulması için hukuka aykırılığın başka bir yol ile giderilmesine imkan bulunmaması gereklidir. Hukuka aykırılığın olağan kanun yolları ile denetlenip giderilmesi imkanının bulunması durumunda kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacaktır.
5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun “Mahkumiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama” başlıklı 98. maddesinde; “Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 101. maddesinde de duruşma yapılmaksızın verilecek bu kararlara karşı itiraz yolunun açık olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen Ceza Genel Kurulu kararında da açıklandığı üzere, denetim süresinin mahkûmiyetin yasal sonucu olması, kazanılmış hakka konu olmaması ve infaz aşamasında bu konuda karar alınma olanağının bulunması karşısında, bu hususa yönelik talebin kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi olanaklı görülmemiştir.
Sonuç ve Karar;
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, ... 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2014 tarihli ve 2014/511 esas, 2014/487 karar sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılık aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrasına göre, sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, TCK’nın 125/3-a maddesi uyarınca, mahkemece hapis cezasının tercih edilmiş olduğu da gözetilerek, 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
3- İnfazın bu miktar üzerinden yapılmasına,
4- Denetim süresinin eksik belirlenmesine yönelik hukuka aykırılığın, infaz sırasında alınacak kararla giderilebilecek nitelikte bulunması, hakaret suçunda ertelemede çelişki oluşturan hükmün “1 yıl denetim süresi belirlenmesine” ilişkin kısım ise, yazım hatası olup mahallinde düzeltilebileceğinden bu konudaki “2” nolu KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE,
5- Kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 17.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.