8. Hukuk Dairesi 2010/6553 E. , 2011/3351 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kurşunlu Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 28.09.2010 gün ve 140/249 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava konusu 101 ada 41 parsel sayılı taşınmazın kök miras bırakan Osman Sarıçam’ın zilyet ve tasarrufu altında iken ölümü ile mirasçıları ... ve ...’a intikal ettiğini, ...’ın daha sonra ölümü ile bu kişinin mirasının ise kızları ... ve ...’e intikal ettiğini; ne var ki, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın davalı adına tespit ve tescil gördüğünü açıklayarak davalı adına olan tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın tamamının davacılar ... ile ... mirasçıları olan ... ve ... adlarına müştereken tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, miras bırakan ...’ın ölümü ile bu kişinin mirasının çocukları .. ve ...’a intikal ettiğini, bu iki kardeşin bu yeri eşit olarak paylaştıklarını, ...’ında 1994 yılında ölümü ile mirasının kızları ... ve ...’a geçtiğini, ...’ın buradaki hissesini öteki mirasçı Satı Demirci’ye verdiğini davalı kişinin ... kocası olduğunu dolayısıyla kadastro tespitinin doğru olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu 101 ada 41 parseli sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına veraset belgesindeki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan kanıtlar tüm dosya kapsamından; tarafların miras bırakanlarıyla ilgili olarak sunmuş oldukları hasımsız veraset belgeleri dosya kapsamındadır. Dava konusu 101 ada 41 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı fotokopisi getirilmiştir. Bu yerin senetsizden, 204,27 m2 olarak, bahçe niteliğiyle 6.4.2007 tarihinde Şükrü oğlu ... adına tam mülkiyet üzere tespitinin yapıldığı ve itirazsız olarak 6.7.2007 tarihinde kesinleştiği
halen davalı üzerine tapuda kayıtlı olduğu belirlenmiştir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen 1946 doğumlu yerel bilirkişi konuyla ilgili açıklamalarda bulunmuştur. Tanık olarak davalının nikahlı eşi dinlenmiş davacıların bu yerde bir haklarının olmadığını açıklamıştır. Bunların haricinde maddi olayı açıklayacak başkaca bilgi, belge ve beyan dosya içerisinde bulunmamaktadır. Ancak, davacı taraf, dava dilekçesinde tanıklarının isimlerini ve kimlik bilgilerini belirtmiştir. Davalı taraf ise 7.9.2009 havale tarihli cevap dilekçesinde tanıklarının ad ve soyadlarını bildirmiştir. Yerel mahkeme gerek tensip zaptında gerekse duruşma oturumlarında ve yapılan keşifte taraflardan tanıklarını dinletip dinletmeyeceklerini sormamış; bu konuda taraflara usulüne uygun olarak önel ve kesin önel vermemiştir. Bundan ayrı, taraflarda bildirmiş oldukları tanıklarının dinlenmelerinden feragat ettiklerini açıklamamışlardır. Mahkemece, verilen keşfe ilişkin ara kararı da yöntemine uygun bir biçimde alınmadığından usul ve kanuna aykırıdır.
Hal böyle olunca, davacının dava dilekçesinde, davalının cevap dilekçesinde bildirmiş oldukları tanıklarını dinletip dinletmeyecekleri konusunda yanlardan HUMK.nun 151. maddesi kapsamı uyarınca imzalı beyanlarının alınması yada HUMK.nun 163. maddesi uyarınca bu konuda taraflara mehil ve kesin mehil verilmesi, tanıkların dinlettireceği bildirildiği taktirde yapılacak keşifte hazır edilmesi için HUMK.nun ilgili maddeleri (HUMK.nun m.258, 259, 265, 253) uyarınca ara kararı düzenlenmesi, taraf tanıklarının taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenerek iddia ve savunma çerçevesinde bilgi ve görgülerinin keşif zaptına aktarılması, bundan sonra hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yukarda belirtilen HUMK.nun ilgili maddeleri göz ardı edilerek ve noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalının temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 30,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 09.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.