8. Hukuk Dairesi 2010/6196 E. , 2011/3352 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.02.2010 gün ve 212/18 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 101 ada 190, 203, 204, 205 ve 206 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında 31.1.1992 tarihli harici satış senedi esas alınarak davalı adına tespit ve tescil edildiğini; oysa, harici satış senedindeki satıcı olarak ismi yazılı olan kişinin davacının miras bırakanı olduğunu ve satış tarihi itibariyle hukuki ehliyete sahip olmadığını iddia ederek bu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf harici satışın geçerliği olduğunu, kadastro tespitlerinin buna göre yapıldığını, davacının hukuki ehliyetsizlik iddiasının yerinde olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, hukuki ehliyetsizlik iddiası kanıtlanamadığı ve 31.1.1992 tarihli sözleşmenin geçerli olduğu açıklanarak kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazlara ait çap kayıtları getirilmiştir. Bu yerlerin davalı adına tapuda tescilli olduğu görülmüştür. Davacının iddiasına dayanak olan sağlık ocağı tabibinden verilmiş 22.12.1995 tarihli rapor ve Nöroloji uzmanı Doç.Dr. ...’nun bu konudaki görüşü incelenmiştir. Ayrıca davacının miras bırakanı ... tarafından aynı taşınmazlarla ilgili olarak kadastro tespitine itiraz dava dosyası da incelenmiştir. Kadastro tespitine itiraz davasında davacının hile, hata ve gabin hukuksal nedenlerine dayanarak yapmış olduğu itirazının ilk oturuma itiraz eden davacı gelmediğinden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 28/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına ve dava konusu parsellerin tespit gibi tesciline karar verilmiştir. Bu karar, davacısının temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesince usul ve yasaya uygun bulunan hüküm 4.7.1995 tarihinde onanmıştır. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, davacının eldeki davada tutunmuş olduğu hukuki ehliyetsizlik iddiasının kanıtlanmasıyla ilgili araştırmanın yeterli olup olmadığı konusundadır. Bilindiği üzere ve kural olarak hukuki ehliyetsizlik iddiası ilgilinin sağlığında ya da ölümünden sonraki süreç içerisinde ileri sürülmesi mümkündür. Bu durumda, hukuki ehliyeti olmadığı iddia edilen kişinin dava konusu işlemi yaptığı tarih itibariyle bu durumun uzman hekim raporu veya toplanacak delillerle sağlık kurulu raporu ya da Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas dairesinden alınacak raporla belirlenmesi gerekir.
Hal böyle olunca, hukuki ehliyeti olmadığı iddia edilen ve dava tarihi itibariyle ölü olduğu anlaşılan davacının miras bırakanı Hacı ..oğlu ..kızı ...in 31.1.1992 tarihi itibariyle bu tarihten önceki ya da sonraki zamanlara ilişkin olarak varsa ilaç reçeteleri, hasta müşahade kayıtları, yatarak herhangi bir hastanede tedavi görmüş ise tedavi evrakları bulunabiliyorsa röntgen, ultrasyon ya da MR belgeleri ile tüm doktor raporları davacıdan temin ettirilerek tedavi gördüğü yerler sorulup oralardan resmi yazılarla istenerek dosya arasına konulduktan ve kişinin sağlığı konusunda bilgi ve görgüsü olan tanıklar ile en son muayene eden doktorların beyanları alındıktan sonra dosyanın içerisindeki tanık beyanları ve öteki delillerle değerlendirilmek üzere bir bütün halinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ilgili ihtisas dairesine gönderilerek adı geçen kişinin 31.1.1992 tarihi itibariyle hukuki ehliyete haiz olup olmadığı konusunda rapor alındıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken dosyadaki pratisyen hekim tarafından düzenlenen rapor ve bir uzman hekim mütealası dikkate alınarak yazılı olduğu üzere ret karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan sebeplerle yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 09.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.