4. Ceza Dairesi 2010/2481 E. , 2012/2929 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- 765 sayılı TCY.nın 276. maddesinde yer verilen yedieminlik yükümlülüğüne aykırılık suçunun hareket öğeleri; "resmen teslim olunan ...malları kendisinin veya başkasının menfaati için saklar, sahibine veya başkasına verir veya tebdil veya lazım gelenlere teslimden imtina ederse" biçiminde tanımlanmış ve seçenekli ve dolayısıyla bağlı hareketli bir suç tipi olarak düzenlenmişti. Aynı suçu "muhafaza görevini kötüye kullanma" başlığı altında düzenleyen 5237 sayılı Yasanın 289. maddesinde ise hareket öğesi; "...teslim olunan ... mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunan kişi" sözcükleriyle ifade edilerek serbest hareketli bir suç olarak düzenlenmiş ve suçun; "teslim amacı dışında tasarrufta bulunma" anlamına gelen herhangi bir hareketle işlenebileceği kabul edilmiştir. Madde gerekçesinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunma eylemlerine örnek olarak; satılması, başkasına verilmesi gibi amaçla bağdaşmayan davranışlar gösterilmiştir. Teslim amacı dışında tasarrufta bulunulması biçimindeki eylemler, verilen örneklerde olduğu gibi mal üzerinde tasarruf amaçlı eylemli davranışlar olmalıdır.
Açıklanan yasal hükümler uyarınca, yedieminin malı muhafaza ettiği yerde teslim etmekle yükümlü bulunması ve incelenen dosyada, icra dairesince sanığın adresine gelinerek hacizli malın iade edilmesi veya muhafaza altına alınması için bir başvurunun yapılmaması, hacizli malların sanığın elinde olduğunun da beyan edilmesi karşısında, hacizli malların satış yerine götürülmemesi biçimindeki eylemin suçun maddi öğesini oluşturmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması
2- Kabule göre ise, sanık hakkında hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın TCY"nın 61.maddesine aykırı olarak 1 ay 7 gün yerine 37 gün olarak belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken CYY. 326/son maddesinin gözetilmesine yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/02/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.