17. Hukuk Dairesi 2013/20091 E. , 2015/8790 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.06.2015 Salı günü davacı ASKİ vekili Av. .... ve davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekili Av. ...... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, 17/04/2012 tarihli dava dilekçesinde dava dışı ....’ün sevk ve idaresindeki araçla 28/03/2002 tarihinde refüjdeki su borusunun patlaması sebebiyle yolda meydana gelen buzlanmadan dolayı yaptığı trafik kazasında vefat ettiğini, vefat edenin mirasçıları tarafından müvekkili idare aleyhine.... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada müvekkili kurumun % 25 oranında,.... Büyükşehir Belediye Başkanlığının % 50 oranında, araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olmasına göre % 75 kusur oranına tekabül eden toplam 57.848,80 TL maddi ve manevi tazminatın müvekkili kurumdan faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi üzerine mirasçılar tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde müvekkilinin 20/01/2011 tarihinde 207.983,49 TL ödeme yaptığını, ödenen bedelin 137.678,07 TL kısmından davalı ... Belediyesinin sorumlu olduğunu, bu miktarın tahsili için davalı hakkında açılan.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/181 E. sayılı dosyasında gider avansı yatırılmaması nedeniyle dava şartı oluşmadığından davanın usulden
reddedilmesi akabinde, ödenen bedelin tahsili için iş bu davanın açıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 137.678,07 TL’nin 20/01/2011 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını, hizmet kusuruna dayanan uyuşmazlıkta idare mahkemelerinin görevli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre davacının ödemeyi 20/01/2011 tarihinde yaptığı, dava tarihinde yürürlükte olan BK’nun 66. maddesi gereğince bir yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, trafik kazası nedeniyle ödenen tazminatın zarardan hizmet kusuru nedeniyle sorumlu belediyeden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davanın o hukuk sistemine dahil yargı haklarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece resen dikkate alınması gerekir.
Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı KTK"nun 7/a maddesinde; karayollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırma görevleri verilmiş bulunmaktadır. Bu görevin 2918 sayılı yasada verilmiş olması bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı idarenin Özel Hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğurmaz. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Esasen 2918 Sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin 85. v.d. maddelerinde Belediyeler kamu tüzel kişileri olup, görmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin, yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet
kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanunu’nun 2. maddesi hükmü uyarınca, idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davalı ... aleyhine hizmet kusuruna dayanılarak dava açıldığından, mahkemece, adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle, dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2)Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.