
Esas No: 2020/1616
Karar No: 2020/4578
Karar Tarihi: 23.12.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/1616 Esas 2020/4578 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekilleri Avukat ..., Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/02/2014 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/12/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile davalı yönetimindeki aracın çarpıştıklarını, kaza sebebiyle müvekkilinin yaralandığını belirterek 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; 28/05/2015 tarih, 2014/50 E. 2015/435 K. sayılı karar ile davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 30/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline dair verilen kararın, davalı vekilince temyizi üzerine; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/14169 E. 2018/7727 K. sayılı ve 13/09/2018 tarihli ilamıyla, takdir olunan manevi tazminatın fazla olduğu, hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.500,00 TL manevi tazminatın 30/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi (818 sayılı BK m. 47) hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir
olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma kararının gerekçesi hükme yansıtılmamıştır. Bozma kararında da belirtildiği üzere, olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu, davacının yaralanma derecesi de dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlenecek bir miktarın manevi tazminat olarak hüküm altına alınması gerekir. Mahkemece bozma sonrası verilen kararda yukarıda belirtilen ilkeler gözetilmeden çok alt düzeyde tazminata hükmedilmiştir.
Bu nedenle davacı yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.