8. Hukuk Dairesi 2010/6679 E. , 2011/3578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
..., ... ve müdahil davacı ... ile Hazine ve Karahayıt Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.05.2010 gün ve 1066/226 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı ... vekili, müdahil davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, imar-ihya ve 20 yılı aşkın kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmaz bölümünün vekil edeni adına tapuya tesciline, birleşen dosya davacısı ... vekili, dava dilekçesinde sınırları gösterilen 18-20 dönümlük taşınmazın miras yoluyla kaldığını, eklemeli 20 yıldan fazla süre dava dışı 16 parselle birlikte vekil edeni tarafından tasarruf edildiğini ileri sürerek müvekkili adına tapuya tesciline, harcını yatırmak suretiyle davaya katılan ... vekili, dava konusu yerin miras bırakan tarafından imar-ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini, davacı ... veya miras bırakanı ...’ın taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatıyla olmadığını açıklayarak ... tarafından açılan davanın reddine, tescil konusu yerin vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, tescil konusu yerlerin ... nehir yatağı olduğunu, zilyetlikle kazanılmasının mümkün bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, 16.12.2004 tarihli dilekçesinde uyuşmazlık konusu yerlerin TMK. nun 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı ...’ın zilyetliğinin malik sıfatı ile olmadığı, katılan davacının miras bırakanı ... yanında kahya olarak çalıştığı gerekçesiyle davasının reddine, birleşen dosya davacısı ... tarafından açılan davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda B harfiyle gösterilen 18021 m2 yerin davacı ... adına tapuya tesciline, katılan davacı ...’nın davasının kısmen kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 4141.75 m2 ve C harfiyle belirlenen 35858.24 m2 yerlerin katılan davacı ... adına tapuya tescillerine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün redde ilişkin bölümü davacı ... vekili, kısmen reddine ilişkin bölümü katılan davacı ... vekili, kabule ilişkin bölümleri ise davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, davacı ...bilirkişi raporunda E harfiyle işaretlenen yerin tarım arazisi niteliğinde olmadığı, D harfiyle gösterilen bölümün ise 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca 40 dönümlük norm fazlası olduğu belirlendiğine göre, davacı ... vekili ile katılan davacı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün redde ilişkin bölümlerinin açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmaz, 1978 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Menderes Nehir yatağı olarak tespit dışı bırakılan bir yerdir. Mahkemece teknik bilirkişi raporunda A, B ve C harfleriyle gösterilen yerlere ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Birleşen dosya davacısı ... vekili, taşınmazın 1991 yılında ölen babası ...’tan, katılan davacı ... vekili, tescil konusu yerlerin 1980 yılında ölen babası ...’dan kaldığını ileri sürmüşler ise de, gerek dava dilekçesi gerekse keşif sırasında taşınmazların intikal şekli konusunda bir açıklama yapılmamıştır. Mahkemece, taşınmazların davacı ... ile katılan davacı ...’ya intikal şekli üzerinde durulmamış, TMK.nun 701 ve 702.maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup olmadığı araştırılmamıştır.
Diğer yönden; dava konusu taşınmaz bölümleri, 1978 yılında yapılan kadastro sırasında nehir yatağı olarak tespit dışı bırakılmıştır. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan sonraki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakılma tarihi olan 1978 yılından sonra dava tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait (1978 – 1982 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın sınırlarının açıkça belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Bundan ayrı; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm göz önünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra davacı ... ve katılan davacı ... , miras bırakanlar Ahmet Emin Balat ve ... ile diğer mirasçılar adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, açılmış zilyetliğe dayalı tescil davaları olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi, belgesinden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve ekleri ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, tescil davalarına ait dava dosyalarının ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki sınırlamalar yönünden göz önünde tutulması, ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmiş olması isabetli olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; taşınmaz bölümlerinin davacı ve katılan davacıya intikal şeklinin (taksim,bağış vb.) araştırılması ve TMK.nun 701 ve 702 .maddeleri uyarınca dava şartı üzerinde durulması ,tescil konusu yerin güney sınırında bulunan 362 parselin dayanağı olan T.Sani 938 tarih 8 sayılı tapu ve tedavül kayıtları ile dayanak 212, 213, 215, 216, 218, 219, 230, 231, 232 ve 239 sayılı vergi kayıtları, kuzey sınırında bulunan 15, 16, 17 ve 18 parsellere ait tapu kaydı, kadastro tutanakları ile varsa dayanak kayıtlarının bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmesi, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelenmesi, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması, taşınmazın gerçek niteliğinin açıklığa kavuşturulması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihlerinin ayrı ayrı belirlenmesi, taşınmazların elbirliği mülkiyeti şeklinde olduğunun saptanması halinde dava koşulunun göz önünde tutulması ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmesi gerekir. Eksik incelemeyle karar verilemez.
Dava TMK.nun 713/1 maddesi uyarınca tescil isteğine ilişkin olup, davalı Hazine vekili TMK.nun 713/6.maddesi uyarınca istekte bulunmuştur.Teknik bilirkişi raporunda E ve D ile gösterilen bölümler yönünden davanın reddine karar verildiğine göre davalı Hazine vekilinin TMK.nun 713/6.maddesi uyarınca tescil talebi hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile eksik araştırmaya ve incelemeye dayalı hükmün kabule ilişkin bölümlerinin HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümleri yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’nin temyiz eden davacı ..."dan alınmasına, 17,15 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 682,60 TL’nın istek halinde temyiz eden müdahil davacı ...’ya iadesine 20.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.