8. Hukuk Dairesi 2010/6401 E. , 2011/3579 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 19.08.2010 gün ve 516/1046 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 101 ada 54 parsel kapsamında kalan 2 parça taşınmazın tapu kaydının iptaliyle müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, Devletin hüküm ve tasarruf altında bulunan yerlerden olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 8687.82 m2 yerin davacı Mustafa Tekne, aynı raporda B harfiyle gösterilen 8547.25 m2 yüzölçümlü yerin davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ham toprak niteliğindeki, 37334 m2 yüzölçüme sahip dava konusu 101 ada 54 parsel, ..., ...ve ... zilyetliğinde iken 1972 yılında zilyetliğin terk edilerek ham toprak haline dönüştüğü gerekçesiyle 30.08.1998 tarihinde belgesizden Hazine adına tespit edilmiş tutanağın 29.08.2003 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.
Mahkemece, kazanma koşullarının gerçekleştiği düşüncesinden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli olmadığı gibi hava fotoğrafları da usul ve esaslarına göre uygulanmamıştır. Taşınmaz ham toprak niteliğinde tespit edildiğine göre böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastro tespitinden en az 20 yıl geriye doğru en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu
konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için 30.08.1998 tespit tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait (1973-1978 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın sınırlarının belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından gereği gibi yararlanmamış, teknik bilirkişi tarafından hava fotoğraflarının uygulandığı açıklanmış ise de; hava fotoğraflarının hangi döneme ait olduğu, taşınmazın imar-ihyasının hangi tarihli fotoğrafta nasıl gösterildiği üzerinde gereği gibi durulmamış, teknik bilirkişi tarafından denetime açık rapor düzenlenmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş; dava konusu taşınmazın doğusunda bulunan 102 ada 14,15 66,67 ve 68 parsellere ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile varsa dayanak tapu ve vergi kayıtlarının eksiksiz olarak istenilmesi, dava konusu yerin batı sınırında bulunan 55 parsele ait hüküm dosyasının mahkemesinden getirtilmesi, belirtilen dosyanın kararına esas alınan krokinin taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulması, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tespit tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle taşınmaz başında uygulanması, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme ve araştırmalar yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan uzman bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı belirlenmesi taşınmazın niteliğinin hiçbir duruksamaya yer bırakılmayacak biçimde saptanması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak bir karar verilmesi gerekir. Eksik incelemeyle karar verilemez.
Kabule göre de 101 ada 54 parsel kapsamında kalan ve teknik bilirkişi raporunda A ve B harfleriyle gösterilen bölümler üzerinde kazanma koşullarının oluştuğunun anlaşılması durumunda C harfiyle gösterilen yer bağımsız bölüm haline geldiğinden bu yerin bağımsız bir parsel numarası verilmek suretiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile eksik araştırmaya dayalı hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.