17. Hukuk Dairesi 2014/3425 E. , 2015/9064 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı borçlu ..."in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı iki taşınmazı 24.3.2009 tarihinde üvey kayınpederi davalı ..."a, onun da borçludan aldığı taşınmazlardan birini 11.6.2009 tarihinde davalı ..."na sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu ... vekili, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmazlar üzerinde davalı ..."ın hacizleri bulunduğunu, taşınmazları 24.3.2009 tarihinde sattıklarını,davalı ..."nin dava konusu taşınmazlardan birini davalı ..."a diğer taşınmazı da 12.6.2009 tarihinde dava dışı ...."a sattığını, dava dışı Rüstem"in davaya dahil edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili savunma yapmamıştır.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazı gazetedeki ilan üzerine iyiniyetle ve 360.000 TL bedelle aldıklarını,ödemeyi banka aracılığıyla yaptıklarını, aciz belgesi sunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre davalı borçlunun çalışanları olan davacıların tazminat ve alacaklarını ödememek için adına kayıtlı taşınmazları önce davalı ..."a sattığı, onun tarafından da davalı ..."na satıldığı, taşınmazların gerçek değerleri ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değerleri arasında misli fark bulunduğu, davalı ..."ın borçlunun beraber yaşadığı Şerife"nin üvey babası, davalı ..."n da borçluya et veren tüccar olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda Mahkemece taşınmazların gerçek değerleri ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değerleri arasında misli fark bulunduğu, davalı ..."ın borçlunun beraber yaşadığı Şerife"nin üvey babası, davalı ..."nun da borçluya et veren tüccar olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Davalı 3.kişi ..."ın yargılama sırasında 28.2.2013 tarihinde öldüğü anlaşıldığından İİK"nun 282 maddesi gereğince ..."ın mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, bildirecekleri deliller toplandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Diğer yandan dava konusu .... Mahallesi 6076 ada 20 parsel nolu taşınmaz 24.3.2009 tarihinde borçlu ... tarafından davalı ..."a, onun tarafından da eldeki davadan önce 12.6.2009 tarihinde dava dışı ..."a satılmıştır. Davalı 4.kişi ..., davada davalı olarak gösterilmediği gibi yargılama sırasında davaya dahilde edilmemiştir. Diğer bir ifade ile taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiştir. Bu nedenle anılan taşınmaz yönünden kurulan hükmün infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu parsele ilişkin olarak öncelikle İİK"nun 282 maddesi gereğince ..."ın mirasçılarına dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, bildirecekleri delillerin toplanması, davacı vekiline İİK"nun 282 ve 283/2 maddesi gereğince seçimlik hakkı hatırlatılarak davalı 4.kişi
...."ı davaya dahil ettiği takdirde ...."a dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği ile bildireceği delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi, 4.kişi .... davaya dahil edilmediği takdirde davanın ... mirasçıları yönünden davanın bedele dönüşmesi nedeniyle İİK"nun 283/2 madde gereğince değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Kabule göre de ...2158 ada 5 parsel 2 nolu taşınmaz yönünden bedel farkının varlığı kabul edilmiş ise de anılan taşınmazla ilgili dava konusu satıştan yedi ay önce yaptırılan şişli 1. icra müdürlüğünün 2007/22957 sayılı takip dosyasındaki 7.8.2008 tarihli kıymet takdiri raporunda değer olarak 290.000 TL (... 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/774 Esas 2008/1073 Karar sayılı 19.9.2008 tarihli ilamı), 26.5.2014 tarihli kıymet takdiri raporunda 1.100.000 TL, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise 950.000 TL olarak değer belirlenmiş olup davalıların itirazına rağmen raporlar arası çelişkiler giderilmeden karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Ayrıca anılan taşınmazla ilgili davalı 4.kişi ... yönünden iptal kararı verilebilmesi için onun kötüniyetli olduğunun yani borçlunun durumunu ve amacını bilen veya bilebilecek kişilerden olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerekir. Bedel farkının varlığı 4.kişi yönünden iptal nedeni olarak kabul edilemez. Mahkemece davalı 4.kişi ..."nun borçluya et veren tüccar olması nedeniyle kötüniyetli olduğu kabul edilmiş ise de bu konuda ifade veren tanık ... 15.10.2012 tarihli ifadesinde davalı ..."nu şahsen tanımadığını, borçlu Halis"in et aldığı tüccar olduğunu duyduğunu beyan etmiştir. Tanığın tanımadığı bir kişi ile ilgili duyuma dayalı beyanının hükme esas alınması da isabetli görülmemiştir. Davacı tarafından borçlu ile davalı ... arasında ticari ilişkinin varlığı iddia edildiği takdirde bu konuda tarafların ticari defterleri üzerinde uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmeyen gerekçeyle davalı ... yönünden kurulan hüküm de isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ile ... vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ile ..."na geri verilmesine 23/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.