8. Hukuk Dairesi 2017/11474 E. , 2019/4864 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Nufüs Kaytlarının Düzeltilmesi, Babalığın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda görevsizlik kararı verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının, annesi ile ..."nin gayriresmi ilişkisinden olmasına rağmen, ... kızı olarak nüfusa tescil edildiğini bildirirerek, gerçeğe aykırı oluşturulan mevcut kaydın iptali ile gerçek babasının ... olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece; davacı ..."ın 1826 Sayılı Af Kanunu"na göre yapılan bildirimle nüfusa tescil edildiğinden davanın soybağının reddi davası olmayıp Af Kanun"u kapsamında yanlış bildirim nedeniyle nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, 5490 sayılı Yasa"nın 36. maddesine göre görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davada maddi olguları ileri sürmek taraflara, nitelendirmesi hakime aittir. Davacı vekili bu dava ile davacı ..."ın gerçek babası ... olduğu halde, nüfus kaydında babası ... gibi tescil edildiğini bildirerek, adı geçenin nüfus kaydındaki baba adının iptali ile gerçek babası olan ... olarak düzeltilmesini istediğinden, davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır. İlki mevcut nüfus kaydındaki baba kaydının iptali, ikincisi ise gerçek babası üzerine kayıt istemidir.
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur.
Davacının, gerçek babası üzerine kayıt istemi ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olmadığından baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir.
Hal böyle olunca nüfus kayıtlarına babası ... hanesine onun kızı olarak 1826 sayılı Af Kanunu"na göre tescil edilen davacının mevcut kayıttaki baba adının iptali ile gerçek babasının hanesine kaydedilmesi davasında davacı ile babası ... arasında soybağı kurulacaktır. Bu haliyle davanın soybağı davası olarak nitelendirmesi gerekir.
Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır.
Davada, davacı ..."ün gerçek babası ... hanesine tescili istemi Türk Medeni Kanunu"nun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkin olup, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğunun hükme bağlandığı ve aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerektiği dikkate alındığında, davanın babalık ve nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak tefrik edilip, eldeki davaya babalık davası olarak bakılması ve 1826 sayılı Af Kanunu"na göre tescilin iptali istemine ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının bekletici mesele kabul edilmesi, davacının ... üzerindeki mevcut kaydının iptali isteminde ise, davanın nüfus kayıtlarındaki düzeltme davası olarak yeni bir esasa kaydedilip asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile her iki dava yönünden de görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 09.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.