
Esas No: 2013/7373
Karar No: 2013/7373
Karar Tarihi: 17/3/2016
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
TASFİYE HALİNDE SS ÇAMLIKORU
KONUT YAPI KOOPERATİFİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2013/7373) |
|
Karar Tarihi: 17/3/2016 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Recep KÖMÜRCÜ |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör Yrd. |
: |
İsmail Emrah PERDECİOĞLU |
Başvurucu |
: |
Tasfiye Halinde SS Çamlıkoru Konut
Yapı Kooperatifi |
Vekili |
: |
Av. Sevgi Ferayi BAŞARAN |
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, 19/1/1998 tarihinde
açılan tazminat davasının makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle adil yargılanma
hakkının ihlali iddiasıyla ilgilidir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 25/9/2013 tarihinde
İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan
ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı
tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci
Komisyonunca 31/12/2013 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından
16/4/2015 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte
yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular ile başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına (Bakanlık)
gönderilmiştir. Bakanlığın 29/4/2015 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin
önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında
görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu Kooperatif,
19/1/1998 tarihinde Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat
davasında, yaptırılan tespit sonucu Kooperatife ait binaların sakat ve çürük
olduğunun belirlendiğini bu kapsamda sorumlukları bulunduğunu ileri sürdüğü
önceki Kooperatif yönetimi ve diğer bir takım kişiler
aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
8. Söke 2. Asliye Hukuk
Mahkemesi, 2/6/2005 tarihli ve E.2004/6, K.2005/298 sayılı kararı ile
davalıların bir kısmı yönünden davanın kabulüne hükmetmiştir.
9. Temyiz incelemesi sonucu
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 30/1/2007 tarihli ve E.2005/10730, K.2007/1076
sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararını bozmuş, karar düzeltme istemini
de 28/9/2007 tarihli ve E.2007/8278, K.2007/12045 sayılı ilamla reddetmiştir.
10. Başvurucu, 25/12/2007
tarihinde Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde yeni bir tazminat davası açarak,
Kooperatif binalarının inşaatlarında taşeron olarak çalışmış olan bir kısım
davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
11. Söke 2. Asliye Hukuk
Mahkemesi, iki davanın birleştirilmesine karar vererek yaptığı yargılama
sonunda, 22/4/2010 tarihli ve E.2007/444, K.2010/198 sayılı kararı ile ilk
açılan davanın kısmen kabulüne, diğer davanın kabulüne hükmetmiştir.
12. Temyiz incelemesi sonucu,
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 28/6/2012 tarihli ve E.2012/1034, K.2012/4443
sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiş, karar
düzeltme istemini de 19/2/2013 tarihli ve E.2012/5959, K.2013/914 sayılı ilamı
ile reddetmiştir.
13. Bozma üzerine dava, Söke 2.
Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2013/114 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
14. Başvurucu yargılama devam
etmekte iken, 25/9/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
15. Söke 2. Asliye Hukuk
Mahkemesi, 28/11/2013 tarihli ve E.2013/114, K.2013/630 sayılı kararı ile her
iki davanın da kabulüne hükmetmiştir.
16. Temyiz üzerine karar
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin, 16/4/2015 tarihli ve E.2014/5530, K.2015/2585
sayılı ilamı ile düzetilerek onanmıştır.
17. Onama ilamına karşı karar düzeltme
yoluna başvurulmuş olup, karar düzeltme incelemesi halen sonuçlanmamıştır.
B. İlgili
Hukuk
18. 12/1/2011 tarihli ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "Usul
ekonomisi ilkesi" kenar başlıklı 30. maddesi şöyledir:
"Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir
biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla
yükümlüdür."
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
19. Mahkemenin 17/3/2016
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 25/9/2013 tarihli ve 2013/6993
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
20. Başvurucu, 19/1/1998
tarihinde Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat davasının makul
sürede sonuçlanmadığını belirterek, Anayasa’nın 2., 10., 12., 35., 36., 40. ve
74. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 6., 13.
maddeleri ile Sözleşmeye Ek Protokollerin ihlal edildiğini ileri sürmüş,
ihlallerin tespiti ile zararların giderilmesi için maddi ve manevi tazminata
hükmedilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme
21. Başvuru dilekçesi ve ekleri
incelendiğinde, başvurucunun başvuruya konu tazminat davasının uzun sürmesi
nedeniyle Anayasa’nın 2., 10., 12., 35., 36., 40. ve 74. maddeleri ile
Sözleşme’nin 6., 13. maddeleri ile Sözleşmeye ek protokollerin ihlal edildiğini
ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi, başvurucuların ihlal
iddialarına ilişkin nitelendirmesi ile bağlı olmayıp hukuki nitelendirmeyi
bizzat yapar. Anılan şikâyet, yargılama sürecinin uzun sürmesine yönelik olduğundan,
adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
22. Başvurucunun şikâyeti açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı gibi bu şikâyet için diğer kabul edilemezlik
nedenlerinden herhangi biri de bulunmamaktadır. Bu nedenle, başvurunun bu
bölümüne ilişkin olarak kabul edilebilirlik kararı verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
23. Başvurucu, 19/1/1998 tarihinde Söke 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinde açtığı tazminat davasının makul sürede sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
24. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil
yargılanma hakkının kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek, bir davadaki
yargılama süresinin makul olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı,
yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususların dikkate alınacağı belirtilmiş (Güher Ergun ve diğerleri, B.No:2012/13,
2/7/2013, §§ 34–59) ve bu kapsamda yapılan incelemeler sonucu makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik kararlar verilmiştir (bkz. Gülseren Gürdal ve diğerleri,
B.No:2013/1115, 5/12/2013; Semira Babayiğit ve diğerleri, B.No:2013/3283,
19/12/2013; Haydar İzgi,
B.No:2012/673, 19/12/2013).
25. Başvuru konusu olayda, Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde
açılan tazminat davasının söz konusu olduğu görülmekle, 1086 sayılı mülga Kanun
ile 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen ve medeni hak
ve yükümlülükleri konu alan somut yargılama faaliyetinin makul süre
değerlendirmesi için başlangıcı, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama
sürecinin işletilmeye başlandığı tarih olup (Güher
Ergun ve diğerleri, § 50) bu tarih somut başvuru açısından, 19/1/1998
tarihidir.
26. Sürenin bitiş tarihi ise, somut olayda olduğu gibi devam
eden yargılamalar bakımından, başvurunun karara bağlandığı tarihtir (Güher Ergun ve diğerleri, § 52).
27. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
yargılamanın konusunun başvurucu kooperatifin, daha önce kooperatifin inşasında
sorumluluğu bulunduğunu iddia ettikleri kişilerden tazminat istemine ilişkin
olduğu, davanın 19/1/1998 tarihinde açıldığı ve İlk Derece Mahkemesinin esasa
ilişkin kararını 2/6/2005 tarihinde verdiği ancak temyiz incelemesi sonucu
kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30/1/2007 tarihli ilamı ile bozulduğu,
karar düzeltme isteminin 28/9/2007 tarihinde reddedildiği; bozmaya uyularak
verilen 22/4/2010 tarihli kararın da Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 28/6/2012 tarihli
ilamı ile bozulduğu, karar düzeltme isteminin 19/2/2013 tarihinde reddedildiği;
son olarak İlk Derece Mahkemesince 28/11/2013 tarihinde verilen kararın,
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 16/4/2015 tarihli ilamı ile düzeltilerek
onandığı, karar düzeltme incelemesinin ise halen sonuçlanmadığı anlaşılmıştır.
28. Başvuruya konu tazminat davasının incelenmesinde; hukuki
meselenin çözümündeki güçlük, yargılamanın niteliği, maddi olayların
karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller gibi kriterler
dikkate alındığında başvuruya konu yargılamanın karmaşık nitelikte olduğu
anlaşılmışsa da somut başvuru açısından, daha önce verilen kararlar dışında
farklı karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı, söz konusu yaklaşık
on sekiz yıldır devam eden yargılama sürecinde, makul olmayan bir gecikmenin
olduğu sonucuna varılmıştır.
29. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
30. Başvurucu, Anayasa’nın 2.,
10., 12., 35., 36., 40. ve 74. maddeleri ve Sözleşme’nin 6., 13. maddeleri ile
Sözleşmeye ek protokollerinin ihlal edilmesi nedeniyle 43.000.000,00 TL maddi
ve 5.000.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
31. 6216 sayılı Kanun"un 50.
maddesinin (2) numaralı fıkrasında, Anayasa Mahkemesince bir ihlalin tespit
edilmesi halinde yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan
hallerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebileceği belirtilmiştir.
32. Bu doğrultuda başvurucunun
tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık on sekiz yıldır devam eden yargılama
süreci nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca
ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında
yargılamadaki taraf sayısı da dikkate alınarak, başvurucuya net 20.850,00 TL
manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
33. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca
tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.800,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
1.998,35 TL
yargılama giderinin başvurucu ödenmesine karar verilmesi gerekir.
34. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık on sekiz yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1.
Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 20.850,00 TL
manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin
REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan
198,35 TL harç ve 1.800,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.998,35 TL
yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın
tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren
dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona
erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin
Yargıtay 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
17/3/2016
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.