8. Hukuk Dairesi 2010/7192 E. , 2011/3927 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Sınırlandırmanın iptali ve tescil
... ile Hazine ve Bahçecik Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki sınırlandırmanın iptali ve tescil davasının kabulüne dair Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.07.2009 gün ve 196/84 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 110 ada 24 parselle birlikte kullanılan ve dava konusu 110 ada 37 parselden ifrazen oluşan 110 ada 133 parsel kapsamındaki taşınmaz bölümü bakımından tapu kaydının iptaliyle adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi yargılama oturumlarına katılmamış ve yanıt vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 6436 m2’lik yerin tapu kaydının iptaliyle 110 ada 24 parsele ilave edilmek suretiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mera niteliğindeki, 2.300.487 m2 yüzölçüme sahip 110 ada 37 parsel; Bahçecik Köyünün kadim orta malı merası olduğu ve belli bölümlerinin bir kısım kişiler tarafından işgal edildiği açıklanarak 10.06.1993 tarihinde, belgesizden, orta malı mera olarak sınırlandırılmış, dava dışı ...tarafından taşınmazın farklı bölümünün sınırlandırmasına itiraz edilmesi üzerine Pınarbaşı Kadastro Mahkemesinin 29.11.1994 tarih 1993/28 Esas 1994/38 Karar sayılı ilamıyla F=13700 m2 yerin (110 ada 124 parsel) sınırlandırmasının iptaliyle ...adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm temyiz olunmaksızın 12.06.1995 tarihinde kesinleşmesi üzerine 110 ada 133 parsel Mera Özel Siciline tescil edilmiştir.
Mahkemece, kazanma koşullarının gerçekleştiği düşüncesinden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Söyle ki, Dava konusu 110 ada 133 parselin öncesi 110 ada 37 parsel olup; kadastro çalışmaları sırasında “mera” niteliği ile sınırlandırılmıştır. Bilindiği üzere ve kural olarak Meralar Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, özel mülkiyete konu
olamayacakları gibi zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da iktisap edilemezler. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi suretiyle kazanılabilmesi için öncesinin mera olmaması ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerinde yazılı olumlu ve olumsuz koşullar araştırılarak kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin kanıtlanması gerekir.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için sınırlandırma tarihinden önceki 20 – 25 yıl öncesine ait (1970-1973 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu olarak görülmesi, taşınmazın sınırlarının belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece, uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın yakın çevresinde bulunan 110 ada 23, 32, 33, 34 ve 38 parsellere ait tapu kayıtları kadastro tutanakları ile varsa dayanak belgelerinin bulundukları yerden eksiksiz olarak getirtilmesi, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle sınırlandırma tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin ne zaman kullanıma başlandığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı belirlenmesi, dava konusu yerin meradan elde edilen yerlerden olup olmadığı üzerinde durulması, temyiz incelemesi sırasında göz önünde tutulmak üzere HUMK.nun 366. maddesi hükmü uyarınca iptal ve tescile konu yer ve çevresinin fotağraflarının çektirilip mahkeme hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile eksik araştırmaya dayalı hükmün açıklanan nedenlerle HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.