17. Hukuk Dairesi 2014/15317 E. , 2016/11899 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ile asıl davanın davalılarından ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada, davacılar vekili; davalıların işleteni, sürücüsü, maliki olduğu aracın karıştığı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacıların eşi/babası ...."in öldüğünü, davacı eş... ile yükseköğrenim öğrencisi olan davacı ..."un ölenin maddi desteğinden yoksun kaldığını, davalı ... Belediyesi"nin de araç sürücüsünün işvereni olması nedeniyle zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu, davacıların murisin ölümüyle maddi ve manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ... ve ... için 5.000,00"er TL. destekten yoksun kalma tazminatının ve her bir davacı için 25.000,00 TL. manevi tazminatın, davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada, davacılar vekili; asıl davaya konu kazada ölen davacılar murisinin desteğinden yoksun kalan davacı eş ... ve çocuk ..."un destekten yoksun kalma zararlarından, kazaya karışan aracın trafik sigortacısı olan davalının da sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her bir davacı için 3.100,00 TL"den toplam 6.200,00 TL. maddi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili, 27.06.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, asıl ve birleşen davadaki maddi tazminat taleplerini toplam 66.423,06 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, davalının aracını kiraya vermiş olması nedeniyle işleten sıfatı bulunmadığını ve zarardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi vekili, davaya konu kaza nedeniyle davacılara 02.11.2006"da 14.914,03 TL. tazminat ödediklerini, ayrıca aracın ferdi kaza sigorta poliçesinden de teminat limiti olan 3.000,00 TL"yi ödediklerini, poliçeden doğan sorumluluklarının son buluduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kazanın yol kusurundan meydana geldiğini ve zarardan yoldan sorumlu idarenin sorumlu olduğunu, kusurları bulunmadığından sorumlulukları doğmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., kazada kusuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulü ile davacı eş ... için 56.912,49 TL. ve ... için 9.510,57 TL. olmak üzere toplam 66.423,00 TL"nin tüm davalılardan müteselsilen tahsiline (davalı ... şirketinin, 09.03.2007 tarihinden işleyecek yasal faizden ve poliçe limitiyle sınırlı olarak tazminattan sorumlu olması kaydıyla); davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile her bir davacı için 10.000,00 TL"den toplam 40.000,00 TL"nin davalılar ..., ... ve ..."dan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile asıl davanın davalılarından ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle davacılar murisinin yolcu olarak bulunduğu aracın yaptığı kazada, desteğe kusur izafesinin mümkün olmamasına ve davalı sürücünün kusur oranına ilişkin ceza dosyasındaki denetime açık raporun benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; asıl davanın davalısı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacılar murisinin ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, murisin çocuğu/eşi olan davacılar için manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi (818 sayılı BK"nun 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların babası/eşi olan murislerinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacılar murisinin kazada hiçbir kusurunun bulunmaması, davalı sürücünün kazada
tam kusurlu olması, ölene yakınlıkları nedeniyle davacıların duyacağı elemin derinliği hususları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, manevi tazminat isteminde bulunan tüm davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davalı ... şirketi tarafından zorunlu trafik sigortalı araç, ticari amaçla yolcu taşımacılığı işinde kullanılan minübüs olmakla, temerrüt faizi olarak avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir
Kabule göre ise, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulü nedeniyle, davalılar lehine reddolunan kısım için hükmolunacak vekalet ücretinin, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 10/2. maddesi gereği, davacılar lehine hükmedilen ücreti geçemeyeceğinin gözetilmemesi ve anılan tarife hükmüne aykırı olarak davalılar lehine, reddolunan manevi tazminat için fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davanın davalısı ... vekilinin, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; aşağıda dökümü yazılı 5.485,19 TL kalan onama harcının temyiz eden asıl dava davalısı ..."ndan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 26/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.