14. Hukuk Dairesi 2017/493 E. , 2020/7043 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
.
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.12.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; dava konusu 233 ada 10 parsel, 264 ada, 18 parsel, 306 ada 14 parsel, 319 ada 12 parsel, 335 ada 1 parsel, 335 ada 3 parsel, 336 ada 9 parsel, 336 ada 11 parsel, 341 ada 20 parsel, 344 ada 8 parsel, 338 ada 20 parsel ve 338 ada 21 parsel sayılı taşınmazların tapuda müvekkili ve davalıların murisi Hasan oğlu ..."nın üzerine kayıtlı olduğunu, dava konusu gayrimenkullerin taksim, taksimi mümkün değilse satış suretiyle ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar ayrı ayrı vermiş oldukları cevap dilekçelerinde taşınmaz üzerindeki evin kendileri tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur
Mahkemece, ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, 233 ada 10 parsel, 264 ada 18 parsel, 306 ada 14 parsel, 319 ada 12 parsel, 335 ada 1 parsel, 335 ada 3 parsel, 336 ada 9 parsel, 336 ada 11 parsel, 341 ada 20 parsel, 344 ada 8 parsel, 338 ada 20 parsel sayılı taşınmazlar yönünden verilen mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu parseller yönünden onanmasına,
2)Dava konusu 338 ada 21 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (Ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (Ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (Ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (Muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (Ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nin 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hakim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
Aynı yasanın 94. maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu nedenle hakim tarafından kesin süre verilirken;
1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
3-Yapılacak iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
Somut olayda; davalılar dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan muhdesatın kendilerine ait olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece 02.07.2015 tarihli duruşmadaki ara karar ile bu konuda davalılara süre verilmiştir. Ancak verilen süre usulüne uygun değildir. Sürenin kime verildiği ismen belirtilmeden davalılara denmek suretiyle genel bir ifade kullanılmış ve mehil üzerine ara kararın yerine getirilmemesi halinde sonuçları taraflara açık olarak ihtar edilmemiştir. Ayrıca ara kararda sürenin kesin olduğu belirtilmediğinden, yerine getirilmemesi halinde ikinci kez süre verilerek bu kez sürenin kesin olduğunun belirtilmesi gerekirken, davalılara usulüne uygun ara karar ile süre verilmediğinden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) No"lu bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin dava konusu 233 ada 10 parsel, 264 ada 18 parsel, 306 ada 14 parsel, 319 ada 12 parsel, 335 ada 1 parsel, 335 ada 3 parsel, 336 ada 9 parsel, 336 ada 11 parsel, 341 ada 20 parsel, 344 ada 8 parsel, 338 ada 20 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 233 ada 10 parsel, 264 ada, 18 parsel, 306 ada 14 parsel, 319 ada 12 parsel, 335 ada 1 parsel, 335 ada 3 parsel, 336 ada 9 parsel, 336 ada 11 parsel, 341 ada 20 parsel, 344 ada 8 parsel, 338 ada 20 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ONANMASINA; taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, (2) No"lu bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin dava konusu 338 ada 21 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 10.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.