İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1416
Karar No: 2019/1223
Karar Tarihi: 16.05.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2019/1416 Esas 2019/1223 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1416
KARAR NO : 2019/1223
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2019
NUMARASI : 2019/63 Esas - 2019/71 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 04/02/2019 tarihli, 2019/63 Esas, 2019/71 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi. İhtiyati tedbir talep eden-alacaklı vekili özetle; müvekkili ile davalı ... A.Ş. arasında 28.01.2018 tarihli İkamet Amaçlı Birim Satışına İlişkin Ön Sözleşme akdedildiğini, bu ön sözleşme gereğince davalı ... A.Ş. müvekkilinden teminat amaçlı olmak üzere 60 (altmış )adet senet istediğini, a müvekkilinin de 60 adet senedi düzenleyerek davalı ... A.Ş. ye verdiğini, davalı ... A.Ş. ile müvekkili arasında akdedilmiş olan 28.01.2018 tarihli sözleşmenin 2. maddesinde <> denildiğini, ön sözleşmenin devamında yer alan 3.1.2. maddesinde <> ve aynı sözleşmenin 15. maddesinde de <<<> hükümlerinin yer aldığını, taraflar arasında akdedilmiş olan ön sözleşmede belirtilmiş olan peşinat ödemesi, müvekkili tarafından yapılamadığını, taraflar arasında akdedilmiş olan 28.01.2018 tarihli ön sözleşme yürürlüğe girmemiş olup taraflar arasında her hangi bir bağlayıcılığı ve hukuki geçerliliği de kalmadığını, bu bakımdan, müvekkili tarafından düzenlenerek davalı ... A.Ş. ye teslim edilmiş olan senetlerin de konusuz ve dayanaksız kaldığını,bu nedenle müvekkilinin, 15.02.2018 tarihli müracaatı ile konusuz kalan 60 adet senedin tarafına iadesini talep etmişse de davalı .... A.Ş. 60adet senedin sadece 53 tanesini iade edebilmiş ancak geri kalan 7 adet senedi müvekkiline iade edemediğini, davalı ... A.Ş.'nin müvekkilinden almış olduğu ve iade edemediği senetleri başkaca şirket ve bankalara vermiş olup, bu senetlere ilişkin olarak müvekkiline çeşitli ihtarlar ulaşmaya başladığını, hatta 28.01.2018 düzenleme, 31.12.2018 vade tarihli ve 38.600 Euro bedelli senet bakımından 03.01.2019 tarihli ödememe protestosu da müvekkilimize gönderildiğini, davalı ... A.Ş'ye Beyoğlu .... Noterliği vasıtasıyla 27.12.2018 tarihli ve .... yevmiye no.lu ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnameye rağmen davalı ...A.Ş'nin müvekkilinin senetlerini iade etmediğini, davalı ... A.Ş. tarafından müvekkiline iade edilmemiş olan senetlerden 2 tanesinin ödeme tarihinin gelmiş olup senetlerin; öncelikle davalı ...A.Ş.ye ciro edilmiş olduğunu, daha sonra da .. A.Ş.ye ciro edilmiş olduğunu ve hali hazırda senedin ... A.Ş. de bulunduğu haricen öğrendiklerini, müvekkiline ödememe protestosu tebliğ edildiğini, müvekkili aleyhine icra takibi yapılmasının an meselesi olup bu konuya ilişkin olarak ...A.Ş.'ye de ulaşmak mümkün olmadığını, müvekkilinin 31.12.2018 vade tarihli, keşidecisi ..., lehdarı ...San. ve Tic. AŞ. olan, 38.600 EURO bedelli ve 31.01.2019 vade tarihli, keşidecisi ..., lehdarı ... San. ve Tic. AŞ. olan, 38.600 EURO bedelli senetler bakımından hiç bir borcunun bulunmadığını, söz konusu senetlerin nama yazılı senet niteliğinde olduğunu, nama yazılı senetlerin diğer kıymetli evraklar gibi tedavül yeteneğine sahip olmayıp tedavülleri daha ağır olduğunu, menfi tespit davalarında, yeni yasa değişikliği nedeni ile dava öncesinde arabulucuğa başvuru yapılması gerekmekte olup bu durumda senetleri elinde bulunduran kişilerin müvekkili aleyhine ihtiyati haciz kararı almaları, haciz ve muhafaza işlemleri tatbik etmeleri söz konusu olacağını, bu da İİK.72/2 maddesinde tanımlanmakta olan takip öncesi menfi tespit davasını ile sunulan ihtiyati tedbire dayalı korumayı ortadan kaldırdığını, müvekkilinin öğretmen olup bu tip işlemlerin uygulanması müvekkilinin ve ailesinin ekonomik geleceğini telafisi mümkün olmayacak şekilde etkileyeceğinden bahisle açılacak olan menfi tespit davasına esas olmak üzere ve bu dava sonuçlanıncaya kadar mümkünse teminatsız olarak, 31.12.2018 vade tarihli, keşidecisi ..., lehdarı ... San. ve Tic. AŞ. olan, 38.600EURO bedelli ve 31.01.2019 vade tarihli, keşidecisi ..., lehdarı ...San. ve Tic. AŞ. olan, 38.600 EURO bedelli 2 adet senet bakımından, ihtiyati haciz kararı verilmemesi, verilmişse uygulanmaması, bu seneler nedeni ile icra takibi başlatılamaması ve başlatılmışsa bu takiplerin açacak oldukları menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 04/02/2019 tarih, 2019/63 D.iş, 2016/71 D.İŞ karar sayılı "Talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine," kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı, kabul kararı verilmesi gerekirken red kararı verilmesinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı, davalılardan yüklenici ... AŞ ile imzaladığı 28/01/2018 tarihli ikamet amaçlı birim satışına ilişkin ön sözleşme nedeniyle verdiği senetlerin diğer 2 davalıya ciro edildiğini, oysa sözleşmenin geçerli olmadığını, açılacak menfi tespit davasını esas olmak üzere 2 adet senet bakımından tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, İİK 72 maddesi vd.maddeleri değerlendirilerek davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde,Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK'nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re'sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re'sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.6502 sayılı yasanın 73. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığı kabul edilmesi için taraflardan birinin yasa kapsamında olması gerekir. Uyuşmazlıkların 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Eldeki davada davacının sözleşmeyi ikamet amacı ile imzaladığı sabit olmakla, tüketici sıfatını taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle; taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakma hususunda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.Açıklanan nedenle istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin görevsiz mahkemece, davanın görülerek sonuçlandırılmış olması nedeniyle kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle:Davacının istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,HMK 353/1/a/3 maddesine göre Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 04/02/2019 tarih, 2019/63 D.iş, 2016/71 D.İŞ karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Dosyanın gerekçede belirtilen sebeplerle görevsizlik kararı verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararımızın taraflara tebliği ve HMK 20/1 maddesi gereğince işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Davacı tüketici sıfatını taşıdığından 6502 sayılı yasa hükümleri gereğince harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan hazine adına tahsiline,İstinaf başvurusu nedeni ile yapılan yargılamanın niteliği ve A.A.Ü.T. hükümleri göz önünde bulundurularak davacı vekili için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair; tarafların ve vekillerinin yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.16/05/2019