Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3974
Karar No: 2020/7057
Karar Tarihi: 10.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/3974 Esas 2020/7057 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, davaya konu taşınmazda davalının payından 300 m2’ye tekabül eden kısım için harici satım sözleşmesi ile kendisine satış yapıldığını ve tapu kaydının davalı adına olan kısmının iptal edilip adına tescil edilmesini istemiştir. Davalı, davanın kabul edildiğini beyan etmiş ancak mahkeme duruşma açmadan davanın reddine karar vermiştir. Kural olarak, tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetinin naklinin hüküm ve sonuç doğurabilmesi için belirtilen resmi biçim koşuluna uygun yapılmış bir sözleşmenin olması gerekmektedir. Ancak davalının kabul beyanı çerçevesinde taşınmazda pay satışı talebi yasal bir engel olmadığı görülmüştür. Bu nedenle, mahkemenin davanın reddine karar vermesi hatalıdır ve davacının taleplerini kabul eden bir karar verilmesi gerekmektedir. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: TMK'nın 706, BK'nın 213 (TBK'nın 237. md.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddesi ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8. maddesi ve 6537 sayılı Kanun'un 4. maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2019/3974 E.  ,  2020/7057 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 27.03.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, harici satım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı, kendisi ve davalının paydaş olduğu 149 ada 8 parsel sayılı taşınmazda, davalının, payından 300 m2’ye tekabül eden 300/35367 oranındaki payını 23.02.2015 tarihli harici sözleşme ile kendisine sattığını, satış bedeli olan 20.000,00 TL’nin davalıya ödendiğini ve satın alınan kısma ilişkin zilyetliğin kendisine devredildiğini ileri sürerek 149 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 300 m2’ye tekabül eden 300/35367 payın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini, ikinci kademede ödenen 20.000,00 TL’nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak kendsine verilmesini istemiştir.
    Davalı, 23.06.2015 havale tarihli dilekçesi ile davayı kabul etmiştir.
    Mahkemece, duruşma açılmaksızın davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na göre usul hukukumuzda ilk derece yargılaması beş temel aşamadan oluşur. Bunlar sırası ile dilekçelerin karşılıklı verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hükümdür. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra mahkemece ön inceleme aşamasına geçilerek tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti ile dava şartları ve ilk itrazları incelenir. Ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarının doğruluğunun araştırıldığı tahkikat aşamasına geçilecektir. Tahkikat aşamasında mahkeme, her iki tarafı usulüne uygun olarak davet edip, davada ileri sürülen vakıalar hakkında dinleyecektir. Duruşma tamamlandıktan sonra hüküm aşamasında hakim uyuşmazlık hakkında bir karar vererek uyuşmazlığı bir kararla sonuçlandırmalıdır. Mahkemenin verdiği kararlar uyuşmazlığın esasını çözen kararlar olabileceği gibi, usule ilişkin kararlar da olabilir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ve bunları dayandırdığı deliller kararda tartışılıp gerekçeleri açıklanmalıdır.
    Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince, tapulu bir taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK"nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır.
    5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
    Yukarıda açılanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, duruşma açılmaksızın işin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, eldeki davada ikinci kademedeki tazminat istemi hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması da doğru değildir. Taraflar arasındaki davanın konusu harici satım niteliğindeki sözleşmeye dayalı taşınmazın devrini içeren tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat talebidir. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetinin naklinin hüküm ve sonuç doğurabilmesi için sözleşmenin TMK’nın 706., BK’nın 213. (TBK"nın 237. md.), 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddeleri ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 89. maddesi uyarınca resmi biçim koşuluna uyularak yapılması zorunludur. Ne var ki davalı davayı kabul ettiğinden kabul beyanı çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekir. Mahkemece, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu uyarınca davanın reddine karar verildiği, ancak yukarıda anlatıldığı üzere 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu gereği paydan pay satışı mümkün olmayıp pay ve paydaş adeti arttırılamaz ise de dava konusu taşınmazda davacının da paydaş olduğu, taşınmazda paydaş olan davalının kendi payından bir kısmını yine taşınmazda paydaş olan davacıya sattığı anlaşıldığından anılan yasa uyarınca bu hususta yasal bir engel bulunmamaktadır. O halde harici satış sözleşmesi ile tapulu taşınmazda pay satışı mümkün değil ise de davalının kabul beyanı çerçevesinde taşınmazda 300 m2’ye tekabül eden davalı payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi