7. Hukuk Dairesi 2015/29968 E. , 2016/9683 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacıya yazılı bildirim yapılmadan, fesih sebebi açık ve kesin olarak bildirilmeden telefonla iş akdine son verildiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini iddia ederek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından bazı satışların yapıldığı ancak faturaların düzenlenmediği bazı barkodların okutulmadan yırtılıp çöpe atıldığı, müşterilerce birden fazla ürün alındığında yine eksik barkod okuması yapıldığı, satılan ürünlerle barkodu okutulan ürünlerin birbirini tutmadığı, farklı ürünler için farklı barkodların sisteme girildiği ancak bu şekilde bazı ürün satışlarının belgelenmediği, fazla çıkan tutarın para olarak alındığının kamera kayıtları ve diğer mağaza çalışanları tarafından tespit edildiğini, bu olaylar nedeniyle davacının iş akdinin güven temelinin çökmesi nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, iyiniyetli olarak kıdem ve ihbar tazminatının dahi ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davalı işyerinde 17/08/2013 tarihinden 03/11/2014 tarihine kadar mağaza müdürü olarak çalıştığı, 03/11/2014 tarihinde davacının iş akdinin işveren tarafından “bazı satışların yapıldığı ancak faturaların düzenlenmediği bazı barkodların okutulmadan yırtılıp çöpe atıldığı, müşterilerce birden fazla ürün alındığında yine eksik barkod okuması yapıldığı, satılan ürünlerle barkodu okutulan ürünlerin birbirini tutmadığı, farklı ürünler için farklı barkodların sisteme girildiği ancak bu şekilde bazı ürünlerin satışlarının belirlenemediği fazla çıkan tutarın para olarak alındığı” gerekçesiyle 25II-e bendi uyarınca feshedildiği, tanık beyanları ve dosyaya sunulan CD kayıtlarını inceleyen bilirkişi raporuna göre davacının eyleminin güven sarsıcı, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış niteliğinde olduğu, davacının iş akdinin davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı, davalı şirkette 1 yıllık mağaza müdürü olup davalı işveren iş akdini güven temelinin çökmesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğini savunmakta ise de, fesih tarihinde davacının kıdem ve ihbar tazminatlarını ödediği hususu tarafların uyumlu beyanları, dosyaya sunulan hesap tabloları ve ödeme belgeleri ile sabittir. SGK işten ayrılış bildirgesinde de çıkış kodu olarak 04 kodu(Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi) bildirilmiştir. Dolayısıyla, davalı işverenin iş akdini geçerli nedenle feshettiği görülmektedir. O halde, haklı nedene dayanmadan yapılan fesihlerde 4857 SK’un 19. maddesi uyarınca işveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Davalı işveren, belirtilen şekilde yazılı fesih bildirimi yaparak biçimsel koşullara uymadığından fesih geçersizdir.
Ancak, davalı şirket limitet şirket olup mahkemece davalı işverenin fesih tarihindeki işçi sayısı araştırılmamıştır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 18.maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle davalı şirketin fesih tarihinde, Türkiye genelinde, aynı iş kolundaki sigortalı sayısının araştırılmalı, dönem bordroları getirtilmeli, işçi sayısının otuz veya daha fazla olması halinde davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmeli; aksi takdirde dava şartı oluşmadığından davanın reddine karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.04.2016 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.