8. Hukuk Dairesi 2012/10458 E. , 2012/9673 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine aralarındaki tescil davasının kabulüne dair .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.05.2011 gün ve 1088/379 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacının uzun yıllardır zilyetliğinde olan 675 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olarak kullandığı tespit dışı 11.330 m2 yeri 1975 yılından itibaren imar-ihya ederek sebze bahçesi yaptığını ve çeşitli cinste ağaçlar diktiğini belirterek davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup imar-ihya yoluyla kazanma koşulları oluşmadığından ayrıca imar planı içinde kaldığından davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince kazanmayı sağlayan zilyetlik ve imar-ihya hukuki sebebine dayalı tescil istemine ilişkindir. Kartal 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.12.1982 tarih, 1975/190 Esas, 1982/924 Karar sayılı ilamı ile Mehmet Şükran Alkaya adına tapuya tescil edilmiş olan 675 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) ile gösterilen 11.330 m2"lik kısmının doğuda bulunan Aydınlı yolunun doğusundaki parselle bir bütünlük teşkil ederek yerel deyimle yılgınlık olarak belirtilen imar edilmemiş yerlerden olduğu, orman örtüsü teşkil eden fundalıktan açıldığı anlaşıldığından tapulama harici bırakılmıştır. Komşu 675 parselin ise 22.795 m2 olarak dava dışı Mehmet Şükran Alkaya adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm 29.09.1983 tarihinde kesinleşmiş ve 11.330 m2"lik kısmın hükmen sicilinden terkin işlemi 16.12.1983 tarihinde yapılmıştır.
Milli Emlak Müdürlüğü elemanları tarafından 21.07.1989 tarihinde düzenlenen Tespit ve Tahmin Edilen Hesap Tutanağında 11.300 m2 taşınmazın boş ve işgalsiz olduğu tespit edilmiştir. Yine davacı hakkında Milli Emlak Memurları tarafından düzenlenen 26.12.1990 tarihli tutanakta ise davacının Hazine arazisinin 5-6 dönümlük kısmına ağaç dikmek suretiyle işgalde bulunduğu belirlenmiştir.
Davacı 06.03.1990 tarihinde 675 parsel sayılı taşınmazdan hükmen ayrılarak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bırakılan 11.330 m2"lik taşınmazı satın alma talebinde bulunmuş ancak istemi 21.05.1990 tarihli Milli Emlak Genel Müdürlüğü yazısından anlaşıldığı üzere uygun görülmemiştir.
Mahkemece yapılan keşif sonrası sunulan 08.07.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda; tescil talebinde bulunulan 11.300 m2"lik alanın tamamının çeşitli ağaçlarla ağaçlandırıldığı bildirilmiştir. 26.07.2010 tarihli ziraat yüksek mühendisi ve inşaat mühendisi raporunda ise; Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1975/190 Esas, 1982/924 Karar sayılı ilamına göre; dava konusu yerde 1982 yılında yer yer çalı tipi bodur ağaçların kök ve gövde artıklarının mevcut olduğu, ağaçlandırma tesisi öncesinde toprağın sürülerek sebze yetiştirmek veya diğer tarımsal amaçlı kullanılmadığı ve toprağın doğal yapısının bozulmadığı yönündeki tesbitlerde dikkate alınarak, dava tarihi itibariyle en yaşlı 40 adet çam ağaçlarının 18-23 yaşlarında olduğu ve 2-3 yaşlarında fidan olarak dikildikleri dikkate alındığında ağaçlandırma işleminin 1988-1989 yıllarında yapılmaya başlandığı bildirilmiştir.
Dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu yerin tespit harici bırakıldıktan sonraki tarihlerde tarımsal amaçlı kullanılmadığı, toprak yapısının bozulmadığı, davacı tarafından dikilen en yaşlı olanı 40 adet çam ağacı ile birlikte daha küçük yaşta kavak ve çınar ağacı toplamı 410 adet ağacın mevcut olduğu, dosyada mevcut fotoğraflar incelendiğinde dava konusu yerin bitişiğinde mevcut ormanlık alan ile bir bütünlük oluşturduğu ve toprağın orman toprağı yapısını koruduğu ve eylemli zilyetlik ve tasarrufun somut olarak gerçekleşmediği anlaşılmakla mahkemece açıklanan yönler gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm oluşturulması doğru olmamıştır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 01.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.