8. Hukuk Dairesi 2019/2131 E. , 2019/4974 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Eski Hale Getirme Bedeli
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeninin 1012 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından olduğunu, davalı şirket tarafından yürütülen yol çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaza harfiyat malzemelerinin döküldüğünü, davalı şirkete taşınmaza yapmış olduğu tecavüzün meni ve eski hale iadesi hususunun ihtar edildiğini, ancak tecavüzün sona erdirilmediğini, davalının tecavüzü nedeniyle tarım arazisi vasfındaki taşınmazda tarım yapılmasının imkansız hale geldiğini belirterek davalı tarafından taşınmaza yapılan tecavüzün meni ve eski hale iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, hafriyat dökme işinin başka bir şirket tarafından yapıldığını, taşınmazın pay maliki her ne kadar davacı olsa da taşınmazın zilyedinin dava dışı Teoman ... isimli şahsa ait olduğunu ve bu şahsın söz konusu tarlaya harfiyat dökebilmesi için davalı şirkete muvafakatname verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalının fen bilirkişi raporuna ekli krokide sarı renk ile işaretli bölüme hafriyat dökmek sureti ile haksız müdahalede bulunduğunun tespiti ile el atmasının önlenmesine, taşınmazın eski hale getirilmesi için gerekli, inşaat bilirkişi tarafından tespit edilen 238383,19 TL tutarından davacının taşınmazdaki hissesine isabet eden 72632,37 TL"sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bu defa mahkemece, ek kararla, davalı vekilinin temyiz başvurusunun tebliğ tarihinden sonra 15 günlük yasal süre dolduktan sonra 24/04/2015 tarihinde yapıldığı, dosyanın 23/05/2015 tarihinde kesinleştirildiği, temyiz başvurusunun süresinde olmamaması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, davalı vekilinin temyiz itirazının süreden reddine karar verilmiş ise de, davalı vekiline gerekçeli karar tebligatı 18/12/2014 tarihinde daimi işçisi İbrahim Kaya adlı şahsa yapılmış, davalı vekili temyiz dilekçesinde, bahsi geçen kişinin kendi çalışanları olmadığını belirtmiş, Dairemizce yapılan geri çevirme sonrası dosya arasına alınan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"nın 07/03/2019 tarihli yazısında, tebligat tarihinde İbrahim Kaya adlı şahsın dava dışı Atılım Yapı Taahhüt A.Ş. adlı işyerinde sigortalı olduğu belirtilmiştir. Bu durumda davalı vekiline yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olduğunu söylebilme olanağı yoktur. O halde, temyiz talebi süresinde kabul edilmekle mahkemenin temyiz isteminin süresinde olmadığından bahisle reddine dair 27/04/2015 tarihli ek kararın kaldırılması gerekmiştir. İşin esasının incelenmesine geçilmesinde;
Dava, el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 1012 parsel sayılı taşınmazın 36.552,52 m2" lik yüzölçümünde tarla niteliğinde tapuda kayıtlı olduğu, davacının 1092/3584 hisse ile dava dışı maliklerle paylı mülkiyet şeklinde tapuda hissedar olduğu, davalı şirketin kayıttan kaynaklanan bir hakkının olmadığı, mahkemece yapılan keşif sonrası alınan fen bilirkişisi raporunda, 1012 parsel sayılı taşınmazın 22/a uygulaması sonucu 137 ada 30 parsel sayısı ve 35.584,29 m2 olarak tapuya tescil edildiğinin ve davalı şirket tarafından dolgu yapılan kısmın 10.469,73 m2 olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece yapılan keşif sonrası alınan 14/04/2014 havale tarihli teknik bilirkişi raporu ve eki krokide, dava konusu taşınmaza davalı şirket tarafından dolgu yapılan kısım 10.469,73 m2 olarak belirlenmiş, taşınmazın 22/a uygulamasından önceki ve sonraki yüzölçüm miktarına göre krokide belirlenen miktar gösterilmiştir. 21/10/2013 tarihli Karayolları Genel Müdürlüğü yazısı ve dosya içerinde yer alan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/03/2011 tarihli ve 2009/272 Esas 2011/179 Karar sayılı kararına göre, 1012 parsel sayılı taşınmazın 5.085,48 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, az yukarıda bahsi geçen teknik bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğunu söylebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, raporda, kamulaştırılan alana ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış, davacının kamulaştırılan alanda herhangi bir hakkının kalıp-kalmadığı belirlenmemiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş, dosyanın bilirkişiye tevdi ile, dava konusu taşınmaza ilişkin, dosya içerisinde yer alan kamulaştırma dosyasındaki kroki ile eldeki dava dosyasındaki krokinin karşılaştırılarak, davalının dava konusu taşınmaza hafriyat dökmek sureti ile el attığı kısmın ne kadarında davacının dava hakkı bulunduğunun belirlenmesi için ek rapor almak olmalıdır. Tüm bu hususlar düşünülmeden, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuş olması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 14/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.