8. Hukuk Dairesi 2012/3945 E. , 2012/9759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Kemalpaşa Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Tokat Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 07.02.2012 gün ve 1831/205 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, Merkez Kemalpaşa beldesi (..) Çatalkaya mevkiindeki 829 ve 830 parsel sayılı taşınmazların müvekkili adına kayıtlı bulunduğunu, taşınmazın sınırında 1500-2000 metrekare miktarındaki alanın 1979 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık vasfı ile tespit görerek kadastro harici bırakıldığını, bu yerin müvekkili tarafından toprak çekilip, imar ihya ile ağaç dikilerek bahçe haline getirildiğini, üzerinde 30-40 yaşlarında ağaçlar olduğunu, nizasız fasılasız bu sürede zilyetliğini sürdürdüğünü ileri sürerek, imar ihya sebebiyle taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmazın eski dere yatağı olup, zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden bulunduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiş; davalı ... Belediyesi ise davaya bir savunma getirmemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; TMK. nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17.maddeleri uyarınca tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir.
Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesine müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olup hava fotoğraflarının dava tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesine ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir.
Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihine göre 20–25 yıl öncesine ait (1980-1988 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından tarihleri ayrıca ve açıkça yazılmak suretiyle istenilmesi ve stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafının stereoskop altında incelenmesi halinde, arazinin üç boyutlu olarak görülmesi, sınırlarının açıkça belirlenmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için uygun hava fotoğraflarından gereği gibi yararlanılmamış, tapu kaydı, imar durumu sorulmamış, tescil konusu taşınmazın çevresinde bulunan 829, 830, 832, 833, 834, 844, 756, 701 ve 702 parsellere ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile dayanak tapu kayıtları getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde tutulmamıştır.
Mahkemece, tescile konu edilen yere ait rapor ve kroki eklenmek suretiyle tapulu olup olmadığının araştırılması, 3402 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca Belediyeden imar durumunun sorulması, tapu ve krokisi eklenerek tespit dışı bırakılma nedeni ve tarihinin Kadastro Müdürlüğünden sorularak belirlenmesi, taşınmazın çevresinde bulunan parsellere ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile dayanak tapu kaydı ve vergi kayıtlarının bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmesi, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine göre 20–25 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle uzman bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz başında uygulanması, taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin ne zaman başlandığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan uzman bilirkişi kurulu raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin duraksamaya yol açmayacak şekilde ayrı ayrı belirlenmesi, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK. 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK. nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 02.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.