8. Hukuk Dairesi 2012/3936 E. , 2012/9761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Çiftlik Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.02.2012 gün ve 402/66 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili ve davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, mevkii ve sınırları dava dilekçesinde belirtilen taşınmazı vekil edeninin 1963 yılında Köy Tüzel Kişiliğinden bedeli mukabilinde satın aldığını, üzerine ev, ahır ve samanlık yapmak suretiyle yaklaşık 45 yıldan fazla bir zamandan beri nizasız-fasılasız malik sıfatıyla zilyet olduğunu açıklayarak taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, cevap dilekçesinde, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması sebebiyle tapulama harici bırakıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Köy Tüzel Kişiliğine yöntemine uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmiş, Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi davaya cevap vermemiş, yargılama oturumlarına katılarak davanın reddini savunmuş, keşif sırasında ise, dava konusu yerin daha önce köye ait olduğunu 1963 yılında Köy Tüzel Kişiliği kararı ile davacıya satıldığını, o tarihten itibaren taşınmazın davacının kullanımında olduğunu açıklamıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taşınmazın krokide B harfiyle gösterilen 245,37 m2"lik kısmının davacı adına tapuya tesciline, krokide A harfiyle gösterilen 991,86 m2, C harfiyle gösterilen 165,82 m2, D harfiyle gösterilen 78,88 m2 ve E harfiyle gösterilen 122,26 m2 olan kısımlar yönünden davanın reddine, bu kısımların davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, kabul edilen ve krokide B harfiyle gösterilen kısım yönünden davalı Hazine vekili tarafından ve reddedilen ve krokide A, C, D ve E harfleriyle gösterilen kısımlar yönünden ise davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve harici satın alma hukuksal nedenlerine dayalı olarak MK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddeleri gereğince açılan tescil istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu taşınmaz 14.01.1956 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakılan yerlerden olup, fen bilirkişilerince düzenlenen 24.04.2011 tarihli rapor ve krokide A harfiyle kırmızıya boyalı olarak gösterilen 991,86 m2’lik kısmı arsa niteliğiyle, B harfiyle yeşile boyalı olarak gösterilen 245,37 m2’lik kısmı bahçe niteliğiyle, C harfiyle maviye boyalı olarak gösterilen 165,82 m2’lik kısmı kargir 2 katlı ev niteliğiyle, D harfiyle sarıya boyalı olarak gösterilen 78,88 m2’lik kısmı ahır niteliğiyle, E harfiyle mor boyalı olarak gösterilen 122,26 m2’lik kısmı ahır niteliğiyle kullanılmaktadır.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, taşınmazın fen bilirkişilerinin 24.04.2011 tarihli rapor ve krokisinde B harfiyle gösterilen 245,37 m2’lik kısmının tarım arazisi olarak 1963 yılından bu yana davacının zilyetlik ve tasarrufu altında bulunduğunun belirlendiğine, köy yerleşim alanı içerisinde bulunduğuna, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığına göre yerinde olmayan davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün bu kısmının ONANMASINA,
Davacı vekilinin taşınmazın fen bilirkişilerince düzenlenen 24.04.2011 tarihli rapor ve krokide A, C, D ve E harfleriyle gösterilen kısımlarına yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili dava dilekçesinde, taşınmazın 1963 yılında vekil edeni tarafından Köy Tüzel Kişiliğinden satın aldığını açıklamıştır. Davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi de keşif sırasında taşınmazın 1963 yılında Köy Tüzel Kişiliğince davacıya satıldığını, o tarihten bu yanada davacı tarafından kullanıldığını açıklamıştır. Taşınmaz, 14.01.1956 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılmış olup dosya arasında imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu nedenle, taşınmazın zilyetlikle edinilmesi için ekonomik amaca uygun zilyetlik koşulu aranmaz. Taşınmazın niteliğine uygun zilyetliğin bulunması yeterlidir. MK.nun 973. maddesine göre, “bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir.” Dava konusu olayda davacı geçersiz olan ve ancak zilyetlik süresinin başlangıç tarihinin tespitine esas alınabilecek nitelikteki harici senet ile 1963 yılında taşınmazı davalı Köy Tüzel Kişiliğinden satın almış ve o tarihten bu yana bir kısmı üzerine ev, ahır yapmak suretiyle ve bir kısmını da arsa niteliğiyle kullanmaktadır. Bu durumda, zilyetlikle edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği benimsenerek taşınmazın fen bilirkişileri tarafından düzenlenen krokide A, C, D ve E harfleriyle gösterilen kısımları yönünden de davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle bu kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 02.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.