3. Hukuk Dairesi 2015/3876 E. , 2016/2414 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki geçici abonelik tesisi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin maliki bulunduğu ... İli, ... İlçesi, ... Mah. 900.caddesinde(27293 ada 8 parsel) bulunan 21 nolu binanın yöneticisi olduğunu, davalı kuruma yapmış olduğu elektrik aboneliği başvurusunun müteahhidin iskan işlemlerini tamamlamamış olması nedeniyle reddedildiğini öne sürerek dava konusu apartmanın kapıcı dairesi, asansör ve ortak kullanım alanlarına geçici abonelik tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, her ne kadar davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin davalı şirkete elektrik aboneliği için başvurduğunu belirtmişse de, bu konuda dosyaya herhangi bir delil ibraz etmediğini, davacının davalı kuruma başvuru yapmadan, henüz aralarında bir uyuşmazlık yokken dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
HMK. nun 114.maddesinde; davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava şartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıştır.
Somut olayda; davacı taraf, geçici abonelik talebi amacıyla davalı kuruma başvurduğunu, ancak başvurusunun dava dışı müteahhitin iskan işlemlerini tamamlamamış olması nedeniyle reddedildiğini ileri sürmüştür. Davalı kurum ise, yapı denetim uygunluk belgesi ve iş bitim evrakı ile başvurulması halinde abonelik tesis edilebileceğini, (diğer bir ifadeyle anılan belgeler olmadığından abonelik sözleşmesinin yapılmayacağını) savunmuştur. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, dava konusu binanın yapı denetim şirketinin gözetimi altında tasdikli elektrik projesine ve yönetmeliklerine uygun olarak yapıldığı, binada kaçak kat, kaçak bağımsız bölüm gibi inşaat fazlalığının olmadığı ve geçici elektrik aboneliğinin tesis edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Hukukî yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukukî korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hâli hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse, onun hukukî yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. Davalı kurumun davaya cevabında, dava konusu binaya ilişkin yukarıda açıklanan belgeler olmadığından abonelik sözleşmesinin yapılmayacağını savunması dikkate alındığında, davacının davalı kuruma yazılı olarak başvuru bulunmuş olsa dahi talebinin reddedileceği kuşkusuzdur. O halde, davacının hakkına kavuşmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda olduğu, bu nedenle hukukî yararının bulunduğu kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, Dairemizin değişen ve yerleşen uygulamasına göre, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilip, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 11.maddesi şartlarının davacı açısından oluşup oluşmadığı incelenerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.