MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : Mahkumiyet

Olay tarihinde ihbar üzerine durdurulan aracın şöforü olan ... isimli şahsın polislerce alkol ölçümü yapılmasına izin verilmemesi nedeniyle...Devlet Hastanesine alkol ölçümü için götürüldüğünde, nöbetçi doktor olarak görev yapan sanığın, alkolmetre cihazında 0,81 promil yazısını görmesine rağmen suça konu muayene raporuna şahsın 0,40 promil alkolllü olduğunu yazarak, atılı kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul edilen kamu davasında, sanığın aşamalardaki savunmalarında atılı suçlamayı kabul etmediği, ... isimli şahsı tanımadığını, alkolmetre cihazında gördüğü veriyi raporuna yansıttığını, kasten sahte belge düzenlemediğini beyan ettiği; olay anında hastaneye ... ile gelen şahıslarca kargaşa çıkartılmaya çalışılıp, bu şahıslarca alkolmetreye üflenmeye çalışılırken, sanığın bu duruma müdahale ettiği ve doğru kişi tarafından üflenmesi yönünde polisleri de uyardığı, alkolmetredeki sonucu gizlemek için odada bulunan kişlere sözlü veya fiili bir engellemede bulunmadığının tanık anlatımları ile doğrulandığı dosya kapsamından anlaşılmakla sanığın savunmalarının aksine sahte belge düzenleme kastıyla hareket ettiğine dair dosya kapsamında delil bulunmadığı, eylemlerinin kül halinde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı kabul edilerek yapılan incelemede:
Sanığa yüklenen “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçunun, 5237 sayılı TCK’nin 257/1. maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırına göre tabi olduğu aynı kanun"un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği "17.11.2007" tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık ve müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun"un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 15.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.