Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8112
Karar No: 2012/10050
Karar Tarihi: 08.11.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/8112 Esas 2012/10050 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/8112 E.  ,  2012/10050 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Ürgüp Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 17.12.2010 gün ve 103 /695 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, dava dilekçesinde miras bırakanı babasından intikal eden ve taksim yoluyla kendisine kalan taşınmazının, kadastro sırasında dört parsele bölünerek, 217 ada 21 parsel kapsamında kalan bölümünün kendisi adına, 217 ada 20, 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, 217 ada 20 ve 22 nolu parsellere yönelik açtığı kadastro tespitine itiraz davasının yargılamasının Ürgüp Kadastro Mahkemesinin 2008/89 Esas sayılı dosyasında halen devam ettiğini açıklayarak, 217 ada 23 parselin tapu kaydının iptaliyle adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, duruşmada davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiği, kadastro sırasında belgesizden davacı adına tespit ve tescil edilen taşınmazların yüzölçümünün 100 dönüm olmasına karşın Ürgüp Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/370 Esas ve 2010/206 sayılı davada 23.730,20 m²"lik yerin davacı adına olan tapusunun iptaline karar verildiğini, bu nedenle norm sınırının aşılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 217 ada 23 parselin tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Kadastro sırasında, tarla niteliğindeki 36.266,48 m2 yüzölçümlü 217 ada 21 parsel dava dışı Mehmet Yıldırım adına 11.02.2008 tarihinde tespit edilmiş, tespite yönelik davacının itirazı Kadastro Komisyonunun 23.05.2008 tarihli kararı ile kabul edilerek, davacının aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden adına tespit edilen taşınmazların 100 dönümü aştığı açıklanarak miktar fazlasının aynı ada 23 parselin tarla niteliğiyle Hazine adına tespitine karar verilmiştir. Tutanağın itiraz edilmeksizin 25.09.2008 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.
    Dava; TMK. nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemece dava koşulu üzerinde durulmamış, yerel bilirkişi ve tanıklar keşifte usulüne uygun çağırılarak dinlenilmediği gibi yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli olmamıştır.
    Davacı dava dilekçesinde, taşınmazın babasından kaldığını ve taksim sonucu kendisine intikal ettiğini açıklamış, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar da taşınmazın davacının babasından kaldığını bildirmişler ancak, babadan davacıya intikal konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Dosya arasında bulunan nüfus kaydına göre davacının babası ... 14.10.1990 tarihinde ölmüş olup davacı dışında başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmıştır. Muris ..."nın terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince ölüm tarihi itibariyle elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Anılan Kanunun 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Davada bir tasarrufi işlem olduğuna göre tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açmaları gerekir. Bir veya birkaç mirasçının terekeye dahil bir taşınmaz için üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyetleri bulunmamaktadır. Bu bakımdan yapılacak araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın gerçekten terekenin paylaşımı sonucu davacıya kalmış ise, davanın bulunduğu bu haliyle yürütülmesi ve aşağıdaki eksikliklerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Şayet dava konusu taşınmaz satış, bağış ya da terekenin paylaşımı sonucu davacıya düşmemiş ise, bu taktirde davacının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açmayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi düşünülmeli ve murise ait veraset belgesi davacı taraftan istenmelidir.
    Bundan ayrı; 08.05.2009 tarihli keşif ara kararının yöntemine uygun bir biçimde verilmediği gibi tarafların tanık ve delilerini bildirmeleri konusunda da herhangi bir süre ve imkan tanınmadığı ve keşif mahallinde yerel bilirkişilerin birlikte dinlendiği gözetilerek, tarafların tanık ve delillerini bildirmeleri konusunda kendilerine süre ve imkan tanınması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259, 261 ve 290.maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde ayrı ayrı dinlenmeleri gerekir.
    Öte yandan; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu Kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının adına belgesizden tescil edilen taşınmaz miktarı 100.000 m2"dir. Söz konusu taşınmazlardan 23.730,20 m2 yüzölçümlü 229 ada 111 parsele yönelik dava dışı Leyla Yıldırım tarafından tapu iptali ve tescil davası açılmış, Ürgüp Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.06.2010 tarihinde kesinleşen 16.04.2010 tarih 2009/370 E.-2010/206 K. sayılı kararı ile taşınmazın eldeki davanın davacısı Hatice ile ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, parselin Hatice adına tapusunun iptaline, davacı ... adına tesciline karar verilmiştir. Davacı, davaya konu taşınmazın miras bırakanı babasından kaldığını ve mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu kendisine intikal ettiğini iddia ettiğine ve dosyadaki aile nüfus kayıt örneğine göre davacının babası ..."in 15.10.1990 tarihinde öldüğü anlaşıldığına göre ölüm tarihinden taşınmazın davacı adına tespit edildiği tarihe kadar davacının 20 yıllık müstakil zilyetliği bulunmamaktadır. Bu durumda davacı ile birlikte diğer mirasçılar hakkındaki belgesizden kazanılan taşınmaz miktarının toplamı 100 dönümü aşamaz. Ürgüp Tapu Müdürlüğünün 16.12.2010 tarihli karşılık yazısı ekindeki tapu kayıtları ve noksanın tamamlatılması yoluyla getirtilen kadastro tutanaklarından miras bırakan ..."in diğer mirasçıları adına belgesizden 29 parça taşınmazın tespit ve tescil edildiği görülmüştür. Bundan ayrı; mahkemece Adliye Yazı İşleri Müdürlüğünden davacı ve diğer ... mirasçıları tarafından açılmış dava bulunup bulunmadığı sorulmamış, "zilyetlikten taşınmaz tescil kararı verilip verilmediğinin" bildirilmesi istenilmiştir.
    O halde; 26.07.1972 tarihinden sonra davacı, miras bırakan ve diğer mirasçıları tarafından açılmış dava olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi, bu kapsamda davacının dilekçesinde bildirdiği ve kadastro mahkemesinde yargılamasının devam ettiğini açıkladığı dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi, senetsiz defterinde davacı adına tespit edildiği açıklanan ve dosyada bulunmayan 135 ada 29 ve 238 ada 3 parsellere ait tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarının dosyaya eklenmesi, 16.10.2009 tarihli oturumda davacının kendisine ait olmadığı halde adına tescil edildiğini açıkladığı taşınmazların ada ve parsel numaralarının kendisinden sorulması, diğer mirasçılar adına belgesizden tescil edildiği belirlenen taşınmazların muristen intikal edip etmediğinin, muristen intikal etmişse intikal tarihi ve sebebinin (taksim, bağış vb.) tespit edilmesi, bu hususta az yukarıda açıklandığı şekilde usulüne uygun keşif ara kararı ile yeniden keşif yapılması ondan sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna, 08.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi