8. Hukuk Dairesi 2012/3506 E. , 2012/10051 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve tazminat
... ile ... aralarındaki tapu iptali, tescil ve tazminat davasının reddine dair Mudurnu Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.10.2011 gün ve 49/106 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde vekil edeni ...’ın Mudurnu İlçesi Ortaköy Köyü köyiçi mevkiinde bulunan ve şuanda 153 ada 3 parsel sayılı taşınmaz olarak kayıtlı taşınmazı, Yukarıçalı mevkiinde ki 5 dönümlük tarlanın davalının payına düşen 1/3 hissesini ve Onakaltı mevkiinde bulunan tarlayı davalıdan 1996 yılında toplam 150.000.000 liraya satın aldığını, taşınmazların tapusuz olması sebebiyle işlem yapılamadığını açıklayarak davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazların dava tarihindeki değerini dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde davanın zamanaşımına uğradığını satış bedelinden bakiye yüz milyon liralık kısmın ödenmediğini, davacının taahhütlerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, miras payının devri hukuksal nedenine dayalı olarak MK.nun 677. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali-tescil davasıdır.
Mahkemece, Borçlar Kanununun 125 maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğu benimsenerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, davacının dayanağı olan 10.01.1996 tarihli belge mahalline uygulanarak davaya konu 153 ada 3 parseli kapsayıp kapsamadığı, Onakaltı mevkiindeki tarla ve Yukarıçalı mevkiindeki tarlanın ada parsel numarasının belirlenerek bu parselleri de kapsayıp kapsamadığı üzerinde durulmadığı gibi 153 ada 3 parsel sayılı taşınmaz tarafların ortak murisleri ...’ın terekesinden çıktığı ve paylı mülkiyete dönüştüğü halde bu hususlar ile zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi üzerinde durulmamıştır. Davacının dayanağı olan 10.01.1996 tarihli ve “senet” başlıklı adi yazılı belgeye göre davalı ... ağabeyi olan ...’a babasından ve annesinden intikal eden Onakaltı mevkiindeki taşınmazı 150 milyon TL bedel ile Yukarıçalı mevkiinde bulunan tarlasındaki 1/3 oranındaki payını 50 milyon TL bedel ile Ortaköyünde bulunan ev, arsa ve samanlık niteliğindeki taşınmazdaki ¼ hissesini 50.000.000 TL bedel ile satmış ve satış bedelini nakden ve peşinen almıştır. Uyuşmazlık konusu 153 ada 3 parsel sayılı taşınmaz mahallinde 12.07.1968 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ceddinden intikalen ... evlatları ..., ..., ... ve ... kızı ... ...’ın yirmi yıldan beri nizasız fazılasız malik sıfatıyla zilyetlikle tasarrufu altında olduğu belirtilerek ¼ paylı olarak İsmail kızı ... ... ve ... çocukları ...,...ve ... adına tespit edilmiş, tespitin 12.07.1968 tarihinde kesinleşmesi sonucu tapu kaydı oluşmuştur.
Davacı, tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedelin uyarlanması suretiyle hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur. 10.07.1940 tarih ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; “haricen yapılan taşınmaz mal satışından dönüldüğünde satış bedelini geri vermeyen taraf taşınmaz malın kendisine verilmesi için karşı tarafı zorlayamaz. Verdiği bedel kendisine geri verilmeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.” denilmektedir. Yine 07.06.1939 tarih ve 1939/31 Esas 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da; “ taşınmazın haricen satışına ve satışının vaadine ilişkin muameleler kanunen muteber bulunmamış ise de, satıcının bu işle görevli memur önünde ferağın icrasını ve aksi takdirde açmış olduğu bedelin geri verileceğini taahhüt etmiş ve alıcı ile aralarında kararlaştırılmış bulunan bedeli bu şartla satıcıya vereceğini üstlenmiş ise, bu gibi uyuşmazlıklar Borçlar Kanunun 125. maddesine göre on yıllık zamanaşımına bağlıdır. Zamanaşımı süresinin başlangıcı ferağdan cayma (dönme) ve imtina tarihidir.” kuralına yer verilmiştir.
Her iki içtihadı birleştirme kararının kapsamında da görüldüğü üzere geçersiz sözleşmeye dayalı bedelin istenmesi mümkündür. Davacı harici satış senedine dayalı olarak iptal ve tescili sağlamadığını ve artık ümidinin kesildiğini, açtığı bu davayla öğrenmiş bulunmaktadır. İçtihadı birleştirme de sözü edilen ferağdan dönme ve imtina tarihi saptanan bu durum karşısında harici satış senedinin düzenlendiği 10.01.1996 tarihi olmayıp davanın açıldığı 04.05.2011 tarihi olduğunun kabulü gerekir. Şu durum karşısında Borçlar Kanununun 125. maddesinde açıklanan on yıllık zamanaşımı süresi somut olayda dolmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş taraflara delil ve tanıklarının bildirmeleri için süre ve imkan tanınarak, bildirilen deliller toplandıktan sonra mahallinde usulüne uygun olarak keşif yapılarak, HMK.nun 243, 244 ve 259 maddeleri gereğince mahkemece belirlenen yerel bilirkişiler ile taraflarca bildirilen tanıkların davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, gelmedikleri takdirde zabıta yoluyla keşif yerinde hazır bulundurulmaları, (HUMK.nun m. 253, HMK.nun m. 245) uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, davacının dayanağı olan 10.01.1996 tarihli adi yazılı senedin yerel bilirkişi, teknik bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla mahalline uygulanarak 153 ada 3 parsel sayılı taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, Onakaltı mevkiindeki tarla ile Yukarıçalı mevkiindeki tarlanın ada ve parsel numarasının tespit edilmesi ve adı geçen belgenin bu parselleri kapsayıp kapsamadığı yerel bilirkişi ve tanıklara sorularak açıklığa kavuşturulması, tarafların ortak murisi ... ve...’nın terekesine dahil olmaları halinde taraflar arasındaki miras payının devrine ilişkin belgeye değer verilerek hüküm kurulması, şayet taşınmazlar tarafların senet metninde belirtilen murisleri ... ve ...’nın terekesinden çıkmış ve paylı mülkiyete dönüşmüş ise tescil isteminin reddine karar verilmesi hususunun düşünülmesi, miras payının devrine ilişkin senedin düzenlendiği 10.01.1996 tarihinden itibaren (senette yer alan 250.000.000 lira ise de) taleple bağlı kalınarak 150.000.000 lira bakımından tefe-tüfe endeksleri ile altın ve döviz fiyatları, memur maaş katsayıları vb. ekonomik etkenler gözetilerek satış tarihinden dava tarihine kadar uyarlamanın yapılması isteğin ve fazlaya ilişkin hakların göz önünde tutulması, bu yönde tüm deliller toplandıktan sonra davanın tomarıyla birlikte bir mali müşavir, bir bankacı ve bir mülk sahibinden oluşan bilirkişi kuruluna vermek suretiyle yapılan açıklamalar doğrultusunda geçersiz sözleşmeye dayalı alacağın uyarlanması sonucu miktarın belirlenmesi, uzman bilirkişilerden tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor sunulmasının istenmesi ondan sonra bedel konusunda bir karar verilmesi gerekirken zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle bedel isteğinin reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 08.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.