
Esas No: 2012/27032
Karar No: 2013/8558
Karar Tarihi: 03.04.2013
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/27032 Esas 2013/8558 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 1984 yılında çalıştığı işyerinde işkazası geçirdiğini, 1999 yılında da haksız bir şekilde işten çıkarıldığını, işkazasından doğan yasal haklarıyla ilgili gerekli hukuki müracaatlarda bulunması için davalı avukatı vekil tayin ettiğini, davalı avukatın tazminat davası açtığını ve takibe koyduğunu söyleyerek kendisini oyaladığını, bilahare davalı avukatın dava açmadığını öğrendiğini, şikayeti sonucu ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını ve görevi ihmal suçundan cezalandırıldığını, davalının mesleki kusuru nedeniyle zarara uğradığını, bu nedenle ruh halinin bozulduğunu ileri sürerek fazla hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, davacının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı"na verdiği 03.08.1999 tarihli dilekçesine istinaden işkazası nedeniyle tüm alacaklarını aldığını, müfettişlerin bu dilekçe sonucu soruşturmayı durdurduğunu, davalı avukat tarafından işkazası nedeniyle tazminat davası açılsaydı bile davanın reddedileceği, davacının davalı avukatın dava açmaması nedeniyle herhangi bir zarara uğramadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı bu davasında davalı avukatın davasını takip etmeyerek zararına neden olduğunu ve davalının bu olay nedeniyle ceza mahkemesinde görevi ihmal suçundan yargılanıp mahkum olduğundan bahisle tazminat isteminde bulunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki davalı avukat yüklendiği işi ayıkıyla yerine getirmek zorunda olup, görevini ihmal etmesi sebebiyle oluşan zarardan sorumludur. Ancak bu sorumluluğun kapsamı, davalı avukatın görevini tam olarak layıkıyla yapsaydı dahi üstlendiği işin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ile sınırlıdır. Bir başka deyişle, davalı avukat görevini tam olarak layıkıyla yapsaydı dahi, üstlendiği işin lehe sonuçlanması olanaklı değil ise, davalının sorumluluğundan bahsedilemez. Bu itibarla öncelikle, davalı avukatın davacının işkazası ve işten haksız çıkarılması ile ilgili davayı açmış olması halinde alacağın tahsilinin sağlanıp sağlanamayacağının ve sonucun değişip değişmeyeceğinin saptanması gerekir. Şayet davalı avukat, tazminat davalarını açıp davaları takip etse dahi alacağın tahsili mümkün değil ise davalının sorumlu olmadığının kabulü gereklidir. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek, az yukarıda açıklanan hususlarda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak, somut olayın özelliklerini de gözeterek açıklamalı, gerekceli, denetime elverişli bilirkisi raporu alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.