19. Hukuk Dairesi 2016/15517 E. , 2018/566 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının, davalı ile aralarındaki ticari ilişki gereği sattığı mallara ilişkin 14.9.2013 tarihli 58.690 TL’lik fatura düzenlediğini, davalının teslim aldığı faturaya itiraz etmediğini, fatura bedelinin 10.000 TL"sinin ödenmediğini, bakiye borç için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının hakkındaki icra takibine haksız itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacıyla aralarındaki ticari ilişki gereği kesilen fatura bedellerinin ödendiğini, bu konuda tarafları aynı olan ancak farklı faturaya dayalı açılan ... 2.Asliye Ticaret Mahkemesi"nce red edilen itirazın iptali davasında davacının 14.09.2013 tarihli 58.690 TL’lik fatura konusunda ihtilaf olmadığını ikrar ettiğini, ayrıca tarafların yetkililerince imzalanmış ödeme belgesi ile de davacıya borçlu olunmadığının açık olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine %20"si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, tarafları aynı olan ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/964 E-2015/208 K. sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesi ile davalının davacıya takip konusu faturadan dolayı herhangi bir borcu bulunmayıp, takip tarihi itibari ile davalının davacıya takip konusu olmayan 14/09/2013 tarih 437396 nolu 58.690,00 TL bedelli faturadan kaynaklanan 10.000,00 TL tutarında bakiye borcu bulunduğu, davalının davacıya banka kanalı ile 90.000,00 TL ödeme yaptığı, davalı tarafca yemin deliline dayanılmadığının tespit edildiği, TBK"nın 102. maddesi uyarınca ödemelerin mahsubunda taraflar arasında ayrı bir sözleşme ve ödemenin hangi borca karşılık yapıldığına ilişkin bir açıklık bulunmadığı takdirde ödemenin muaccel bir borç için yapılmış sayılacağı, birden çok borç muaccel ise ödemenin borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış sayılacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme ön inceleme aşamasından sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir (HMK.md.138-142). Ancak mahkemenin ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması, hak düşürücü sürenin geçmiş olması veya zamanaşımı def’inin dinlenebilir olması gerekir. Mahkemece bu nedenler dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse, HMK"nun 143 ve devamı maddeleri uyarınca tahkikat aşamasına geçilmeli ve özellikle HMK"nun 147.maddesi uyarınca taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilmelidir.
Tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığı durumda, tahkikatın bittiği taraflara tefhim edilmeli (HMK md.184), mahkemece, tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki taraf davet edilmeli ve davetiyede belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilmelidir.
Sözlü yargılamada ise taraflara son sözleri sorulup, hüküm verilmelidir (HMK.md.186). 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama kesitlerine kanunda belirtilen sebepler dışında uyulmadan karar verilemez.
Somut olayda, mahkemece 10.06.2016 günlü duruşma oturumunda tahkikatın bittiği tefhim edilmekle sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacı ile davet hususu (HMK.md.186) yerine getirilmeden, davalı vekilinin mazereti de reddedilerek, yokluğunda karar verilmiş olması hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğurduğundan kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 12/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.