Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/3158
Karar No: 2018/11639
Karar Tarihi: 07.06.2018

un delilleri - - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/3158 Esas 2018/11639 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/3158 E.  ,  2018/11639 K.

    "İçtihat Metni"

    Basit tehdit, silahla tehdit, hakaret ve bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satma, satın alma taşıma veya bulundurma suçlarından şüpheli ... hakkında Karamürsel Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/10/2017 tarihli ve 2017/1015 soruşturma, 2017/409 esas, 2017/398 sayılı iddianamenin iadesine ilişkin Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2017 tarihli ve 2017/396 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ilişkin Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/2017 tarihli ve 2017/895 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 18/04/2018 gün ve 94660652-105-41-1317-2018-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/04/2018 gün ve 2018/34922 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre; her ne kadar şüpheli ..."in, müştekiler ...., .... ve ..."a hakaret ettiğinden bahisle hakkında iddianame düzenlenmişse de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 170/4. maddesindeki "İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, Karamürsel Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamede hangi sözlerin hakaret suçunu oluşturduğu konusunda bir açıklık bulunmaması ve hakaret suçunu oluşturan olayın açıkça gösterilmemesi karşısında itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Basit tehdit, silahla tehdit, hakaret ve bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satma, satın alma taşıma veya bulundurma suçlarından şüpheli ... hakkında Karamürsel Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/10/2017 tarihli ve 2017/1015 soruşturma, 2017/409 esas, 2017/398 sayılı iddianamenin iadesine ilişkin Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2017 tarihli ve 2017/396 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ilişkin Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/2017 tarihli ve 2017/895 Değişik İş sayılı kararının, her ne kadar şüpheli ..."in, müştekiler ...., .... ve ..."a hakaret ettiğinden bahisle hakkında iddianame düzenlenmişse de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 170/4. maddesindeki "İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, Karamürsel Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamede hangi sözlerin hakaret suçunu oluşturduğu konusunda bir açıklık bulunmaması ve hakaret suçunu oluşturan olayın açıkça gösterilmemesi karşısında itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Basit tehdit, silahla tehdit, hakaret ve bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satma, satın alma taşıma veya bulundurma suçlarından şüpheli ... hakkında Karamürsel Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/10/2017 tarihli ve 2017/1015 soruşturma, 2017/409 esas, 2017/398 sayılı iddianamenin, "şüphelinin ne diyerek hakaret suçunu işlediğinin belirli olmadığı gerekçesiyle" iadesine ilişkin Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2017 tarihli ve 2017/396 iddianame değerlendirme sayılı kararında ve bu karara karşı yapılan itirazın kabulüne dair Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/2017 tarihli ve 2017/895 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kamu davasını açma görevi başlıklı 170. maddesi;
    "(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
    (2)Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
    (3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
    a) Şüphelinin kimliği,
    b) Müdafii,
    c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
    d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
    e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
    f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
    g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
    h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
    i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
    j) Suçun delilleri,
    k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
    Gösterilir.
    (4)İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
    (5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
    (6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir." biçimindedir.
    Anılan Kanunun iddianamenin iadesine ilişkin 174. maddesi;
    "(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
    a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
    b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
    c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
    (2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
    (3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
    (4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
    (5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir." şeklinde düzenlenmiştir.
    5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum” da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeni düzenlemelerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de soruşturma safhasında tüm delillerin toplanmış olması gerekmektedir.
    5271 sayılı CMK’nın 2/e maddesinde “kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruşturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet savcısıdır.
    CMK’nın “Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi” başlıklı 160. maddesinde;
    “(1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
    (2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” denildikten sonra 161. maddesinde, “Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri” ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
    Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır. Ceza muhakemesinin amacı maddî gerçeğin araştırılıp bulunmasıdır. Ancak bu yapılırken insan onuru, hukukun ve ceza muhakemesi hukukunun temel ilkeleri daima göz önünde bulundurulacaktır. Maddî gerçek, her ne pahasına olursa olsun araştırılıp bulunmalıdır diye bir ilke hiçbir hukuk devletinde yoktur. Bu nedenle, ceza muhakemesinin amacı insan hakları ihlâllerine yol açmadan maddî gerçeğin araştırılıp bulunması, adaletin gerçekleştirilmesi ve hukukî barışın sağlanmasıdır.
    Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddî olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
    Soruşturma safhasında maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için tüm süjelerin sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Her sanığın derdini anlatabilmesini, ne istediğini söyleyebilmesini, hiç veya gereği gibi dinlenilmeden mahkûm edilememesini, öne sürülen iddiaları ve aleyhine olan delilleri çürütebilmesini ve bu sayede muhakemenin gidişine etki edebilmesini ifade eden ilkeye “meram anlatma ilkesi” denmektedir. Çağdaş Ceza Muhakemesi Hukukunda sanık, hiç bir hakkı olmayan bir soruşturma konusu, objesi değil, belli hakları ve yükümlülükleri bulunan ve muhakemenin gidişine etki edebilen bir muhakeme süjesidir.
    Nitekim bu husus uluslararası metinlerde; “Her sanık, şahsına tevcih edilen isnadın mahiyet ve sebebinden en kısa bir zamanda, anladığı bir dille ve etraflı surette haberdar edilmek; müdafaasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olma hakkına sahiptir (m. 6/3 İHAS m. 9/2 MvSHS).” şeklinde formüle edilmiştir.
    Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında ( Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
    İncelenen dosyada;
    Şüpheli ..."in, kolluk aşamasında şüpheliden şikayetçi olmadıklarını belirten mağdurlar ...., ... ve ...."a yönelik olan ve Karamürsel Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/10/2017 tarihli ve 2017/1015 soruşturma, 2017/409 esas, 2017/398 sayılı iddianamede "Yukarıda açık kimlik ve iletişim bilgileri yer alan şüphelinin, 01/05/2017 günü Karamürsel Kebap Salonu"na gittiği, iş yeri içerisinde bulunan . ., .... . ve ..."a iş yerine girdiği esnada hakaret ettiği, dükkana girer girmez .... ."a hitaben "siz kimsiniz? ben burayı yakar yıkarım " diyerek kolunun içinde saklamış olduğu bıçağı çıkartarak kasanın üzerine sapladığı ve daha sonra "keserim, siz kimsiniz lan" şeklinde müşteki .... ."a tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, şüpheli ..."i, müştekilerin salondan dışarıya çıkarırlarken ve bıçağı almaya çalışırlarken şüpheli ..."in müşteki .... . ve ..."ı bıçakla BTM ile giderilebilecek şekilde yaraladığı,..." şeklinde tanımlanan eylemleri nedeniyle yargılanıp cezalandırılmasının talep edildiği, düzenlenen iddianamenin, "Mezkur iddianamenin şüpheli ... hakkında müştekiler .... ve ..."a hakaret etmek iddiası ile düzenlendiği fakat olay anlatımında sadece şüphelinin müştekilere hakaret ettiğinin belirtildiği, .... ve ..."a hitaben ne diyerek hakaret ettiğinin belirtilmediği, devamında ...."a hitaben "keserim siz kimsiniz lan" diyerek hakaretlerde bulunduğunun belirtildiği görülmektedir. 5271 sayılı CMK."nun 170/4. maddesinde "iddianamede yüklenen suçu oluşturan olaylar mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır" denilmektedir. İddianamede şüphelinin müştekiler .... ve ...."ya ne diyerek hakaret suçunu işlediği belirli olmadığından 5271 sayılı CMK."nun 174/1-a maddesi uyarınca iddianamenin iadesine karar verilmiştir." şeklindeki gerekçeyle Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2017 tarihli ve 2017/396 iddianame değerlendirme sayılı kararıyla iade edildiği, iade kararına Cumhuriyet savcısı tarafından 08/11/2017 tarihinde itiraz edildiği, itirazın Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/2017 tarihli ve 2017/895 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla kabul edildiği anlaşılmıştır.
    Mağdur ...."ın kolluk ifadesinde şüphelinin hakaret eyleminden bahsetmediği, mağdur ..."ın kolluk ifadesinde şüphelinin mağdur ...."e hakaret ederek küfür ettiğini, mağdur ...."ın ise kolluk ifadesinde; şüphelinin kendilerine hakaret ederek küfür ettiğini beyan ettiği, şüphelinin hakaret suçuna dair bir savunmasının bulunmadığı görülmüştür. Dosya içerisinde herhangi bir tanık beyanı bulunmamaktadır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2012 gün ve 3/270-88 sayılı kararında belirtildiği üzere; ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nın 170/1. maddesi uyarınca ceza davası, kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Anılan Kanunun 170. maddesinin 4. fıkrasında da; “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
    CMK"nın 174. maddesinde ise iddianamenin iadesi müessesesi düzenlenmiş, Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenen iddianamenin hangi durumlarda ve sürede iade edilebileceği hüküm altına alınmış iddianamenin iadesi nedenleri sınırlı olarak belirtilmiştir. Süresi içerisinde iade edilmeyen iddianamedeki eksiklikler artık kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından giderilecektir.
    CMK"nın 225. maddesinde yer alan; “hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir” şeklindeki düzenleme gereğince de hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
    Bu açıklamalar ışığında; iddianame ayrıntılı olmalı, şüpheliye isnat edilen eylemlerin nelerden ibaret olduğu hiçbir duraksamaya meydan vermeyecek şekilde açık bir biçimde belirtilmelidir. Sanık sorgusundan önce iddianame okunduğunda üzerine atılı suçun ne olduğunu anlamalı ve buna göre savunmasını yapabilmeli, kanıtlarını sunmalıdır. Yüklenen suç belirsiz olmamalı açık ve net olarak belirlenmeli, savunma hakkı kısıtlanmamalıdır. Ayrıca mahkemenin iddianamede belirtilen eylemin suç olup olmadığını, suç oluşturuyor ise hangi suçu oluşturduğunu isabetli bir şekilde takdir edebilmesi için iddianamede anlatılan eylemin açık ve anlaşılır olması gerekmektedir.
    Somut olaya gelince; mağdur .... kolluk ifadesinde şüphelinin hakaret eyleminden bahsetmemiş, mağdur ... kolluk ifadesinde şüphelinin mağdur ...."e hakaret ederek küfür ettiğini belirtmiş, mağdur .... ise, şüphelinin kendilerine hakaret ederek küfür ettiğini beyan etmiş, şüphelinin hakaret suçuna dair bir savunmasının bulunmadığı görülmüştür. İddianamede sadece şüphelinin mağdurlar ...., .... ve ..."a iş yerine girdiği esnada hakaret ettiği, yine şüphelinin keserim, siz kimsiniz lan" şeklinde mağdur ...."a tehdit ve hakaretlerde bulunduğu belirtilmiş ancak, hakaret içeren sözlerin nelerden ibaret olduğu açık bir şekilde yazılmamıştır. Yine iddianamede yüklenen suçu oluşturan olaylar mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanmamıştır.
    Açıklanan nedenlerle; basit tehdit, silahla tehdit, hakaret ve bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satma, satın alma taşıma veya bulundurma suçlarından şüpheli ... hakkında Karamürsel Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/10/2017 tarihli ve 2017/1015 soruşturma, 2017/409 esas, 2017/398 sayılı iddianamenin iadesine ilişkin Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2017 tarihli ve 2017/396 iddianame değerlendirme sayılı kararı yasaya uygun olup, bu karara karşı yapılan itirazın reddi gerekirken kabulüne ilişkin Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/2017 tarihli ve 2017/895 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/12/2017 tarihli ve 2017/895 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 07/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi