Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/3228
Karar No: 2018/11641
Karar Tarihi: 07.06.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/3228 Esas 2018/11641 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/3228 E.  ,  2018/11641 K.

    "İçtihat Metni"

    Tehdit suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/09/2012 tarihli ve 2010/2071 esas, 2012/1963 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/06/2017 tarihli ve 2016/308 esas, 2017/359 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 08/05/2018 gün ve 94660652-105-34-574-2018-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/05/2018 gün ve 2018/40474 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (b-3) bendi uyarınca tehdit (madde 106/1) suçunun uzlaşma kapsamına alındığı cihetle, somut olayda sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 106/1. maddesinde düzenlenen suçun tehdit suçu olduğu ve uzlaşma kapsamında kaldığı gözetilmeksizin uzlaştırma işlemleri yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Tehdit suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/09/2012 tarihli ve 2010/2071 esas, 2012/1963 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/06/2017 tarihli ve 2016/308 esas, 2017/359 sayılı kararının, 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (b-3) bendi uyarınca tehdit (madde 106/1) suçunun uzlaşma kapsamına alındığı cihetle, somut olayda sanığın
    üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 106/1. maddesinde düzenlenen suçun tehdit suçu olduğu ve uzlaşma kapsamında kaldığı gözetilmeksizin uzlaştırma işlemleri yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Tehdit suçundan sanık ... hakkında, uzlaştırma işlemleri yapılmaksızın hüküm kurulmasında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III-Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 1.fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
    Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
    Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Bu bağlamda;
    İncelenen dosyada; sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik 08/06/2010 tarihinde gerçekleştirdiği iddia olunan tehdit eylemi nedeniyle cezalandırılması talebiyle 26/09/2010 tarihinde kamu davası açıldığı, Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/2071 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada, ..."ın şikayetçi olarak alınan ifadesinde sanıktan şikayetçi olduğunu ve katılmak istediğini beyan ettiği ancak katılma talebi konusunda herhangi bir karar verilmediği, sanığın yakalama üzerine alınan 08/02/2012 tarihli ifadesinde adres olarak "İnönü Mh. Maslak Çeşme Cad. Alp Sk. No:16/2 Küçükçekmece İstanbul" adresini bildirdiği ayrıca suça konu mesajı çektiğini savunduğu, yargılama neticesinde Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/09/2012 tarihli ve 2010/2071 esas, 2012/1963 sayılı kararıyla sanığın TCK"nın 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın; katılma talebi karara bağlanmayan ..."a tebliğ edilmediği, sanık yönünden ise 08/02/2012 tarihli ifadesinde bildirdiği adresten farklı bir adrese tebliğe çıkarıldığı ve bu tebligatın iade gelmesi üzerine yine sanığın en son bildirdiği adresinden farklı bir adrese 7201 sayılı Yasa"nın 35. maddesine göre 19/12/2012 tarihinde tebliğ edildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 27/12/2012 tarihinde kesinleştirildiği, sanığın 14/02/2013 tarihinde işlediği eşe karşı kasten yaralama eylemi nedeniyle TCK"nın 86/2, 86/3-a, 29, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.800,00 Türk lirası adli para cezasına mahkum edildiğinin bildirilmesi üzerine, açılan duruşmanın sanığa ve ..."a tebliğ edildiği, duruşmaya gelen olmadığı, yargılama neticesinde Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/06/2017 tarihli ve 2016/308 esas, 2017/359 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, gerekçeli kararın sanık ve katılma talebi karara bağlanmayan ..."a tebliğ edildiği, kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/09/2012 tarihli ve 2010/2071 esas, 2012/1963 sayılı kararının tebliğe çıkarıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35 maddesi, 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik neticesinde aşağıdaki şeklini almıştır.
    "Madde 35- Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
    (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
    (Değişik fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
    (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.
    (Ek fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır."
    Yine aynı tarihte yürürlükte bulunan anılan Kanun"un 21. maddesi ise, 6099 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle;
    "Madde 21 - (Değişik madde: 06/06/1985 - 3220/7 md.)
    Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    (Ek fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./5.mad.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    (Ek fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./5. md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki (Değişik ibare: 11/01/2011-6099 S.K./5.mad.) fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar." biçiminde düzenlenmiştir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği, en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması, bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekmektedir.
    5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin onbirinci fıkrasının ilk cümlesinde; denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkemenin hükmü açıklayacağı belirtilmiştir. Buna göre, " denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması" koşulu ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın yöntemince kesinleşmesi halinde gerçekleşebilecek, eğer anılan karar usulünce kesinleşmemişse denetim süresinin başladığından da söz edilemeyecektir.
    Bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/09/2012 tarihli ve 2010/2071 esas, 2012/1963 sayılı kararı sanığın 08/02/2012 tarihli ifadesinde sanığın bildirdiği adresten farklı bir adrese tebliğe çıkarılmış ve bu tebligatın iade gelmesi üzerine yine sanığın en son bildirdiği adresinden farklı bir adrese 7201 sayılı Yasa"nın 35. maddesine göre 19/12/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Sanığa yapılan bu tebligat yasaya aykırıdır. Ayrıca anılan karar katılma talebi karara bağlanmayan ..."a tebliğ edilmemiştir. Bu nedenlerle, sanığın TCK"nın 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Küçükçekmece 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/09/2012 tarihli ve 2010/2071 esas, 2012/1963 sayılı kararının kesinleşmesi söz konusu değildir ve anılan kararın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlendiği gerekçesiyle açıklanması yasaya aykırıdır.
    Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
    Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1-Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
    2-Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 07/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi