8. Hukuk Dairesi 2012/8631 E. , 2012/10313 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İznik Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil, katılma alacağı ve araç teslimi
Semra Kurtay ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali, tescil, katılma alacağı ve araç teslimi davasının kısmen tefrikine, kısmen reddine dair İznik Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinden verilen 15.09.2011 gün ve 181/255 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili, davalılardan ... vekili ile ... ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, tarafların 1996 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilen taşınmazlardan 1322 parselin davalı ...’e ,1816 parselin ise davalı ... ...’a devredildiğini, devir işleminin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını açıklayarak muvazaalı işlemin iptaliyle müvekkiline ait katılma alacağının belirlenmek suretiyle davalı taraftan alınmasına karar verilmesini istemiş,birleşen dava dosyasında ise,adına kayıtlı 16 BS 803 plakalı otomobilin davalı ... tarafından kullanıldığını ve teslime yanaşmadığını açıklayarak aracın vekil edenine teslimine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın yersiz açıldığını, taşınmazlardan 1322 parselin miras yoluyla kaldığını,1816 parselin, vekil edeninin gelir ve birikimi ile edinildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı ... ... vekili ile davalı ... vekili, satış işleminin resmi şekilde yapıldığını, muvazaa iddiasının gerçek dışı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece,edinilmiş mallara katılma alacağına ilişkin dava dosyasının tefrikine,16 BS 803 plakalı otomobilin teslimine ilişkin davanın hukuki yarar yokluğu,1816 ve 1322 parsellere ilişkin davanın muvazaanın kanıtlanamaması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; taşınmazlar yönünden Borçlar Kanunun 18.maddesi uyarınca muvazaaya dayalı tasarrufun iptali ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı, otomobil yönünden ise Borçlar Kanunun genel hükümlerine göre araç teslimi isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, davacı vekili tarafından muvazaaya dayalı tasarrufun iptali ile vekil edenin mal rejiminin tasfiyesi istenildiğine, mahkemece mal rejiminin tasfiyesine ilişkin istek yönünden dava dosyası ayrılarak başka esas kaydedildiğine, dava konusu taşınmazlar tapu sicil memuru önünde yapılan resmi satış yoluyla devredildiğine, taşınmazların muvazaalı olarak devredildiği hususu davacı tarafça kanıtlanamadığına, aksine taşınmazı devralan kişilerin banka kredisi kullanmak suretiyle taşınmazları satın aldıkları anlaşıldığına göre mahkemece muvazaanın kanıtlanamadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin tapu kayıtlarının payı oranındaki iptal ve tescil isteğine gelince; dava konusu taşınmazlardan 1816 parsel üzerindeki dubleks daire 11.05.2006 tarihinde, 1322 parsel ise 29.12.2003 tarihinde ve evlilik birliği içinde davalı tarafından üçüncü kişiden “alım” suretiyle edinilmiştir. Akdi ilişkide davacı taraf değildir. Eşler arasında Türk Medeni Kanununun 706. maddesi gereğince düzenlenmiş mülkiyet aktarımı ile ilgili resmi bir sözleşme de bulunmamaktadır. Bu durumda, 07.10.1953 tarihli ve 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca; taşınmazın alımına katkıda bulunduğunu iddia eden davacının bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemeyeceğine göre mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalılar vekili Avukatlık ücretine ilişkin olarak hükmü temyiz etmişlerdir. Dava dilekçesinde dava değeri 8.000 TL olarak gösterilmiş, yargılama sırasında taşınmazların değeri bilirkişi tarafından toplam 120.000 TL olarak belirlenmiş olup, davacı tarafça belirlenen yeni değer üzerinden eksik harç ikmal edilmemiştir. O halde; mahkemece dava dilekçesinde gösterilen değer dikkate alınarak yazılı şekilde Avukatlık ücreti takdir ve tayininde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin taşınmazların esasına ilişkin, davalılar vekilinin vekâlet ücretine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün taşınmazlar ve Avukatlık ücretine ilişkin bölümlerinin ONANMASINA,
Davacı vekilinin birleşen dosyadaki otomobil teslimine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili adına, vekil edeni adına kayıtlı 16 BS 803 plakalı otomobilin davalı tarafından kullanıldığını ancak istenilmesine rağmen aracın teslimine yanaşmadığını ileri sürerek istekte bulunmuştur. Mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre dava konusu 16 BS 803 plakalı otomobil, 18.09.1997 tarihinde satın alınarak davacı ... adına tescil edilmiştir. Davalı vekili aracın davacının elinde bulunduğunu, resmi yollardan istediği yerde aracını koruyabileceğini açıklayarak hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Dava konusu araç davacı adına kayıtlı bulunduğuna, davalı tarafından kullanıldığı ve teslime yanaşmadığı ileri sürüldüğüne göre dava açmakta hukuksal yararının bulunduğu konusunda duraksamamak gerekir. O halde dava konusu otomobil yönünden taraflarca ileri sürülen deliller değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün otomobile ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istekleri halinde 18,40"er TL peşin harcın davacıya ve davalılar ... ve ... ..."a ayrı ayrı iadesine, 12.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.