Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/7948
Karar No: 2014/71
Karar Tarihi: 13.01.2014

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/7948 Esas 2014/71 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2013/7948 E.  ,  2014/71 K.

    "İçtihat Metni"


    Tebliğname No : 12 - 2012/38671
    Mahkemesi : İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 26/10/2011
    Numarası : 2011/305-2011/596

    Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Temyiz dilekçesinin içeriğine göre; sanık hakkında, hakaret suçundan verilen düşme kararına yönelik sanığın temyiz isteminin bulunmadığı belirlenerek, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne hasren yapılan temyiz incelemesinde:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
    Belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, başkasına verilmesi, yayılması ya da ele geçirilmesi, TCK"nın 136/1. maddesinde “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” başlığı altında suç olarak tanımlanmış olup, eylemin; kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle gerçekleşmesi hali, aynı Kanunun 137. maddesinde cezada artırım nedeni olarak öngörülmüştür.
    Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA"sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir; ancak, herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez, aksinin kabulü; anılan maddenin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek, uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçlar doğurur, bu nedenle, bir kişisel bilginin, açıklanan anlamda “kişisel veri” kabul edilip edilmeyeceğine karar verilirken, somut olayın özellikleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirme yapılması, sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir.
    Bu açıklamalar ışığında, incelenen dosya kapsamına göre; gazetecilik mesleğini icra eden sanık tarafından hazırlanan, Demokrat İzmir Gazetesi"nin 06.01.2011 tarihli nüshasının 8. sayfasında, “Emekçiye yok şantajcıya çok!” başlıklı haberde, bir yerel yöneticinin, sendika ve iş güvenliği isteyen işçilere sahip çıkmayıp, mağdur Sinan K"nın sahibi olduğu haber portalını desteklediği iddiasına yer verilerek, “...YANDAKİ belge bir mahkeme kararı... İlkokul mezunu gazeteci Sinan K"nın bir işadamına şantaj yaparken suçüstü olup, 1 yıl hapis cezası aldığını, cezasının da geçmiş sabıkaları nedeniyle ertelenmediğini gösteriyor. Siz ya da sizin bilginiz dışında basın danışmanınız...bu gazeteye Buca Belediyesi"nin ve şirketlerinin ilanlarıyla destek veriyor. Bu nasıl iş..? Halkçı bir başkana kış kıyamette işçilere sırtını dönmek yakışıyor mu? Vicdanınız rahat mı?” şeklindeki ibarelerle beraber mağdur Sinan K. hakkında şantaj suçundan verilen mahkeme hükmünün, mağdurun nüfus bilgileri (adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı, nüfusa kayıtlı olduğu il, ilçe, köy, medeni hali), yerleşim yeri ve mesleğini gösteren kişisel bilgilerinin de yer aldığı gerekçeli karar başlığı ile birlikte yayımlandığı olayda,
    Aleni duruşma sonucunda verilen mahkeme kararı, mağdura ait “kişisel veri” olarak kabul edilemeyeceği gibi, basının haber verme hakkı sınırları içerisinde hareket eden sanığın, haberde bahsettiği açıklamalarını delillendirme amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiği de kabul edilemeyeceğinden, sanığa yüklenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkında CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabul ve uygulamaya göre de:
    1- İddianamede gösterilen, sınırları çizilen ve kamu davasına konu edilen eylemin aynı zamanda hükmün de konusunu oluşturacağı, sanığın Demokrat İzmir Gazetesi"nin 06.01.2011 tarihli nüshasındaki haberden dolayı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu işlediği iddia edilmiş olup, iddianamedeki açıklanan eyleme ve anılan gazetenin 07.10.2010 ve 21.10.2010 tarihli nüshalarındaki haberler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olmasına göre, 21.10.2010 tarihli nüshada yayımlanan haberlerle ilgili açılmış dava bulunmadığı gözetilmeden, CMK"nın 225/1. maddesindeki, “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.” düzenlemesine aykırı şekilde, iddianame dışına çıkılarak, sanığın 21.10.2010 tarihli gazetenin birinci sayfasında mağdura ait mahkeme kararını yayımlayarak atılı suçu işlediğinin kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, sanığa hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, sanık hakkında belirlenen tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
    3- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.06.2008 tarih, 2008/2-149 esas, 2008/163 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, koşullu bir düşme nedenini oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, objektif koşulların varlığı halinde, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce değerlendirilmesi gerektiği; ayrıca, CMK’nın 231. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün, sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade edeceğinden, hükmedilen hapis cezasının TCK"nın 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmesine ve aynı Kanunun 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine ilişkin düzenlemelere göre daha lehe olduğu gözetilmeden, CMK’nın 231. maddesinin 7. fıkrasına hatalı anlam verilerek; mağdurun şikayetinden vazgeçtiği ve maddi bir zararının belirlenmediği olayda, yargılama sürecindeki pişmanlığından dolayı takdiri indirim maddesi uygulanarak cezasında indirim yapılan, kişilik özellikleri olumlu değerlendirilerek, hükmedilen 10 ay hapis cezası adli para cezasına çevrilen sabıkasız sanık hakkında, “Kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların paraya çevrilmesi halinde CMK. 231/7 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı uygulanamayacağından,” şeklindeki yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, kanuna aykırı,
    4- Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü ve TCK"nın 136/1. maddesinde öngörülen ceza miktarına göre, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi